Ermeni Tabusu Üzerine Diyalog kitaplarını, Ermeni Tabusu Üzerine Diyalog sözleri ve alıntılarını, Ermeni Tabusu Üzerine Diyalog yazarlarını, Ermeni Tabusu Üzerine Diyalog yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Murat Belge gibi farklı düşüncelere sahip yazarlar, Ermeni sorunu hakkında diyaloglar gerçekleştiriyorlar.
Benim açımdan, kitap oldukça açıklayıcı ve anlaşılır bir şekilde yazılmıştı. İki yazar, farklı görüşleri birbirleriyle saygılı bir şekilde tartışarak, okuyuculara konuyu daha geniş bir perspektiften ele alma fırsatı veriyorlar. Bu da kitabı okuyanlar için oldukça değerli bir deneyim olabilir.
Ayrıca, kitapta yer alan diyaloglar, Türkiye'nin Ermeni sorunu ile yüzleşmesi gerektiği düşüncesinden yola çıkarak, konuyu tarihi, siyasi ve sosyal açılardan ele alıyorlar. Bu da okuyuculara konuyu daha objektif bir şekilde değerlendirme imkanı veriyor.
Sonuç olarak,
Ermeni Tabusu Üzerine Diyalog kitabı, Türkiye'deki Ermeni sorunu hakkında farklı düşünceleri öğrenmek isteyenler için önemli bir kaynak olabilir. Kitapta yer alan diyaloglar, farklı bakış açılarını bir araya getirerek, okuyuculara konuyu daha geniş bir perspektiften ele alma fırsatı veriyor.
" Barış tüm sorumlulukları ortadan kaldıracaksa, suçlular için bu çok kolay bir yol olur. Istırap çeken hakların bağrına kin tohumları saçmak için, barıştan daha iyi bir aracı bulunamaz."
Bu kitapta Ermeni sorununun bütün cepheleri, dünü ve bugünüyle ele aliniyor. Zorluklarin üzeri örtülmüyor. Bunca yilin unutma ve unutturma, inkâr ve gizleme politikalarindan sonra, Ermenilerin basina gelen felaketin tüm boyutlariyla büyük bir insanlik drami olarak kabul edilmesinin önünde, elbette çok büyük zorluklar olacaktir. Bu zorluklarin asilmasinin önkosulu, iki halkin yakin tarihlerini kisisel tarihlerin kivrimlarini unutmadan, birlikte ele almaktir. Olaylar anlatılırken taraflar birbirini kırmadan bu konular hakkında konuşuyor olması son derece önemlidir. Ahmet Bey tam durumu soykırım olayına getirmiyor ama ermeni halkının yanında da durduğunu bizlere gösteriyor. Okunması gereken bir kitap. İki araştırmacın eline koluna sağlık. Özellikle kitabın sonundaki özür dileme listesinde yer alan kişilerde oldukça değerlidir.
Michel Marian'ın soykırım olduğunu savunduğu, Ahmet İnsel'in ise bir kırım olduğu fakat bunun soykırım olmadığını savunduğu, Ariane Bonzon'un moderatör görevi gördüğü diyalog kitabı.
Hatıralar kısmında Ahmet İnsel'in yabancı komşularını gözleyerek verdiği can sıkıcı örneklere karşılık Marian'ın "sen gördüklerinden bahsediyorsun, biz onları yaşayan insanlardık" demesi çarpıcı diyaloglardan biriydi.
Bu olayların ardından İstanbul'daki Ermeni ve Rum nüfusunun azalması, o yıllarda ve hatta 60'lara kadar dahi zaman zaman bir şeyler yaşandığının göstergesi. Öyle ki 70 sene önceki İstanbul'un yabancı nüfusu ile şimdiki Türkiye'nin yabancı nüfusu - suriyelileri saymazsak - hemen hemen aynı.
İnsel'le görece paralel şekilde soykırım yaşandığını ben de düşünmesem de 1950'ler sonrasında bile can yakıcı deneyimlere sahip bir milletin 24 Nisan'da en medeni şekilde bir tehcir uyguladığını düşünmek pembe bir ihtimali andırıyor.
Kitap, AB ile mükemmel bir diyalog yakalayan Türkiye'nin Ermeni konusunu yeniden ve bu kez en rahat haliyle konuştuğu bir dönemde kaleme alınmış. Bu yıllarda ne böyle bir diyaloğa girmek mümkün ne de bu konuyu yeniden açabilecek gündem oluşturmak.