Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın Kökenleri

Emrah Safa Gürkan

En Eski Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın Kökenleri Gönderileri

En Eski Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın Kökenleri kitaplarını, en eski Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın Kökenleri sözleri ve alıntılarını, en eski Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın Kökenleri yazarlarını, en eski Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın Kökenleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Düşünmenin külfetinden kaçmak için insanın başvuramayacağı yol yoktur.” -Joshua Reynolds
Sayfa 1 - kronik kitapKitabı okudu
“Gözlemlemenin, sorgulamanın, tutarlı fikirler geliştirmenin sancılı sürecine katlanmaktansa reklamvari sloganlarla özgünlüğü yakalayabileceğimizi sanıyoruz. Ve her tembel öğrenci gibi sınıfta kaldığımızda hocayı suçluyoruz.”
Sayfa 8 - kronik kitapKitabı okudu
Reklam
“Okumanın statü ve prestij kazanmak işin değil, hakikaten kendini geliştirmek için yapılması gerektiğinin;okudukça daha çok değil, daha az bileceğimizin ama zatende amacın da bilinmeyenleri azaltmak değil, yorumlama kabiliyetini arttırmak olduğunun altını çizmek.”
Sayfa 13 - kronik kitapKitabı okudu
“Durkheim’a göre din; mabetlerin,din adamalarının, ritüellerin, duaların ve tanrıların çok ötesinde bir şeydir. Toplum tarafından yaratılmıştır ve toplum üyelerine amaç ve kimlik vermekle kalmaz, bu üyeler arasında dayanışma yaratır. Bu işlevi nedeniylede hep bir şekilde var olacaktır.”
Sayfa 25 - kronik kitapKitabı okudu
Her ne kadar bir tarihçi tarafından yazılmış olsa bile elinizdeki kitap antropoloji, arkeoloji, iktisat, sosyoloji, psikoloji ve siyaset biliminin temel bulgularından da geniş bir şekilde yararlanmaya çalıştı. Farklı bilimlerdeki kavram ve tartışmaların kafa karıştırmasını önlemek için de bunu olabildiğince basit bir dilde ve birçok popüler örnekle paralellik kurarak yapmaya çalıştı.
Sayfa 12 - Kronik Kitap
Hiç kimse kabul etmek istemese de dedikodu hayatımızın önemli bir parçası. Hemen hepimiz etrafımızda ne olup bittiğini, çevremizdeki insanların neler yaptıklarını merak ediyor; daha sonra da bunun üzerine yorum yapmak için yanıp tutuşuyoruz.
Sayfa 35 - Kronik Kitap
Reklam
Mesela İslam medeniyetinin altın çağındaki İbn Sina ve Farabi gibi filozofların hayatı bir şehirden bir şehre dolaşıp buradaki kütüphanelerde daha önce okumadıkları kitapları bulup hatmetmekle geçmişti. Matbaanın bulunmasıyla ise yaygın okumaya (İng. extensive reading) geçildi. Kitapların ucuzlaması, okuyucunun hem imkânını hem de sorumluluğunu artırmıştı. Bir üçüncü aşama olarak, kitapların dijitalleşmesi ve dünyanın globalleşmesi belki de matbaa kadar köklü bir değişim yarattı.
Sayfa 315 - Kronik Kitap
Bu tip eski-yeni çatışmasını en şiddetli yaşayan grup Türkiye’nin son yirmi yılında geçirdikleri değişimden başları dönen muhafazakârlar. Materyalist bir dünyaya yavaş yavaş esir olurken, “Ne yârdan ne serden” misali çocuklarının deist olmasından endişe edebiliyorlar.
Sayfa 56 - Kronik Kitap
Yemek ile sadakat arasındaki bağ modern dünyada da pek bozulmuşa benzemiyor. Hâlâ günlük kullanımda olan “nankör” kelimesinin etimolojik kökeni yeterli bir ispat addedilmezse, buyurun bir örnek verelim: 30 Ağustos’un ardından Ankara’da saltanatın akıbetinin tartışıldığı günlerde, Mustafa Kemal Paşa’nın saltanat ve hilafet hakkındaki görüşünü sorması üzerine Rauf Orbay’ın sözleri oldukça ilginç. Rauf Bey Hanedan’a bağlılığını bir Osmanlı paşası olan babasının padişahın nimeti ve ekmeği ile yetişmiş olmasıyla açıklamaktadır. Kendi kanında da o nimetin zerreleri olduğuna göre, nankörlük yapması aldığı terbiyeye aykırıdır.
Sayfa 237 - Kronik Kitap
Pırlanta, Elmas, Tek Taş vs
Evlilik teklifi bir anda pırlantaya büyülü bir fonksiyon addeden bir ritüele dönüşmüştü. Kampanyanın kilit cümlesi de onlarca yıl boyunca tekrarlanan bir slogana: A diamond is forever. Öyle ya; aşk ebedî olduğuna göre, pırlanta da hiç satılmamalı ve sonsuza dek elde tutulmalıydı. Her âşığa bir pırlanta, hem de De Beers’in kontrolündeki bir sendika tarafından belirlenen fiyatlarla. Ne tuzak ama! Geriye bir tek periyodik cetveli andıran kategorizasyonlarla alıcıları etkilemek kalıyor. Pırlantaların sertifikası bile var düşünün, alıp saklıyorsunuz bir de. Öyle ya ne kadar çok klasman ve rakam varsa, ne kadar çok detay ve resmiyet içeriyorsa o kadar değerli bir ürün almışsınız demektir. Hem de bir sertifika ile onaylanmış. Kim tarafından derseniz orasını pek karıştırmayın, önemli olan afili ve şık olması. Mekanizmayı şimdiye kadar çözemediyseniz burada bırakabilirsiniz, bu kitabın okuyucusu değilsiniz.
Sayfa 246 - Kronik Kitap
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.