Fatıma'nın Eli kitaplarını, Fatıma'nın Eli sözleri ve alıntılarını, Fatıma'nın Eli yazarlarını, Fatıma'nın Eli yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İki aşk arasında, iki din arasında... Peki esas mesele bu mu? Okurken çokça düşündüğüm bir konu, asıl arada kalış tekille çoğul arasında. Kalple akıl arası da tekillik ve çoğulluk içermez mi? Yaşamak ve birileri için yaşamak...Güzel şeyler yapmak ve birileri için güzel şeyler yapmak... Ahlaklı olmak ve birileri için ahlaklı olmak... Hepsi aynı değil mi? Peki ceza, ceza beklentisi ve alışkanlığı ortadan kalksa inançların yönü nereye döner? Bir kadın cezalandırılacağı için kocasıyla doyasıya sevişemiyorsa, bir yere cezalandırılacağı için giremiyor, biriyle cezalandırılacağı için konuşamıyorsa, dahası birilerine cezalandırılacağı için yardım edemiyorsa insan, tekil ile çoğul arasında sıkışmıyor mu?
Ceza alışkanlığımız olmasa tekil için mi çoğul için mi yaşarız? Ötesi, kime inanırız? Evet, hep iki şey arasındayız ama hangi iki şey arasında?
FATIMA’NIN ELİ-ILDEFONSO FALCONES
944 sayfa
16.yüzyıl Endülüs’ünde,iki din ve iki aşk arasında kalan Müslüman bir gencin hikayesi…..
Moriskolar isyan ettiler,bu doğru,ama onları umutsuzluğa iten,küstahlıkla,hırsızlıkla ve saygısızlıkla kadınlarına sahip olan eski Hıristiyanlardı.Rahipler bile aynı şekilde davrandılar.Bütün bir Morisko köyü bu
Bir tavsiye üzerine alıp okumuş olduğum bu uzun soluklu roman hakkında söze nereden ve ne şekilde başlasam diye onlarca kez düşündüm.
İnsanların inandığı şeylere karşı vermiş oldukları yaşam mücadeleleri, baş kahraman Hernando'nun her ne olursa olsun yılmadan, her şeyi kaybetme olasılığına rağmen, acıların onu kamçılaması, sevdiği herkesi birer birer kaybetmesi, tutku ve aşk... Romanı bir solukta okutan yazarın kaleminden dökülenler...
Yazarın o dönemin İspanyası'nda asla sona ermeyen iki din anlaşmazlığını da tarafsız bir tutumla sergilemiş olması takdir edilmeyecek gibi değildi. Karakterleri benimsemiş biri olarak; yaşadıkları acıyı, ızdırabı, sevinci, mutluluğu, tutkularını sanki o dönemde yaşayan birisi gibi çok derinden hissettim. Yemek yeme alışkanlıklarından tutun da dönemin baş gösteren eserlerini, ibadethanelerinde geçen diyalogları, yeri geldiğinde gecenin sessizliğiyle köşeye çekilen çiftlerin neler konuştuğunu yazarın ustaca kaleme almasıyla fikir sahibi olabiliyorsunuz. Bir tarihi roman olarak da ele alınabilecek bu eser zaman zaman tozlu raflardan alınmalı, altı çizilen yerleri varsa muhakkak dile gelmeli, getirilmeli.
Öylesine masum, dirayetli ve inançlısın ki Hernando... Hayatın tüm güzellikleri seninle olsun. Unutmadan Miguel... En çok da senin gönlün şen olsun. Kerim, Hamid ve inançları pahasına hayatından vazgeçmiş daha nice insan... Henüz okumamış ve okuyacaklara diyeceğim empati kuramadan bir sayfa bile atlayamayacak olmalarıdır.
Keyifli okumalar.