Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Felsefeye Giriş

Takiyettin Mengüşoğlu

En Beğenilen Felsefeye Giriş Gönderileri

En Beğenilen Felsefeye Giriş kitaplarını, en beğenilen Felsefeye Giriş sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Felsefeye Giriş yazarlarını, en beğenilen Felsefeye Giriş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Schopenhauer dilin insana aklın verilmesi ile ortaya çıktığını ileri sürer.
Düşünme aktı
Düşünme çeşitli şekillerde ortaya çıkar: Eğer düşünme tipik olmayan bir durumu hemen kavrarsa, düşünmenin bu görünüş şekline zekâ adını veriyoruz. Eğer düşünme belli problemleri tasarlar, onları kavramlarla anlatır ve bunlar üzerinde açıklamalar yaparsa, düşünmenin bu şekline akıl adını veriyoruz. Eğer düşünme algılanan bir olayı doğrudan kavrarsa, bu şekline anlama adını veriyoruz. Eğer düşünme olup biten bir şeyi ya da içinde bulunduğumuz bir durumu doğrudan doğruya, yani hiçbir kavrama başvurmadan sezerse, düşünmenin bu şekline seziş diyoruz. Eğer düşünme hiçbir kayıt ve koşula bağlı kalmadan ortaya çıkarsa, düşünmenin bu şekline hayal (fantezi) diyoruz. Eğer düşünme real-alanla ilgili olan algı aktını, bu akttan sonra yeniden canlandırırsa buna da imgelem adını veriyoruz ve son olarak düşünmenin nesnelleşmiş ürününe de düşünce adını veriyoruz.
Sayfa 70
Reklam
Doğulu insanın kendi hakkında özerk bir bilinci olmadığından ve o kendisini bir araç olarak gördüğünden, “iş” onun için bir angaryadır. Onda işini sevme kendisini işine bütün varlığıyla verme diye bir şey yoktur. O, olabildiği kadar işinden kaçar veya kaçmaya bakar. Bu yüzdendir ki, Doğuda, örneğin bir belediye işçisinin başında bir işçi başı bulunur. Hiç çalışmayan bu insan sabahtan akşama kadar, bazı hallerde canını çıkarırcasına çalışan insandan daha fazla gündelik alır; hattâ isterse işçiyi işinden eder. Böyle bir kurum Doğuya özgüdür. Batılı kendisine verilen işi kendini denetleyerek yapar. Bu nedenle de işçilerin başına bir işçi despotu, bir çavuş koymaya gerek görülmez. İnsan kendi özerkliği ve bireyselliği hakkında bir görüşe sahip olursa, bütün bu olumsuz durumlar ortadan kalkar. O zaman insan ne kendisini ne de başkasını bir araç olarak kullanır. Fakat o zaman da başka problemler ortaya çıkar. Bu yeni problemler Dogulunun problemlerinden apayrıdır. Bunlar toplumsal gelişim problemlerdir.
İnsanların birbirinin onurunu korumaması nedeniyle Doğuda daima despotlar ortaya çıkar. Despotun devlet adamı olması zorunlu değildir. Despotizmi bir aile reisi, bir işin başında bulunan bir kimse de uygular. İnsanlarımız çıkar kollamayı reva gördükleri için hak ve adalet ilkelerini gerektiği gibi uygulayamaz. Hak ve adalet daima gücü elinde tutanın yanında bulunur; gücü elinde bulunduran kimse her zaman haklı, öteki de haksız çıkar. Burada kullandığımız “güçlü” terimi geniş anlamdadır; örneğin bu, herhangi bir yerde işi olan bir kimsenin elinde bulundurduğu bir tavsiye kartı da olabilir. Beceriye, başarıya bakılmaksızın tavsiye kartıyla gelen işe alınır.
Fakat insan, hiçbir alanda hazır başarılara konmadığına, onun bütün başarıları, kendi emek ve çalışmalarının, çabalarının, didinmelerinin sonucu olduğuna göre, belli bir görüş tarzını, insanın kendisinin edinmesi gerekir. Bunu da ancak amacı ve hedefi belirlenen belli bir eğitim sistemi sağlayabilir; çünkü insanda hazır olarak yalnız bio-psişik çekirdekler vardır. İnsan kuşaklarına düşen iş bu bio-psişik çekirdekleri geliştirmektir. Bu da yeni kuşağın sorumluluğunu yüklenen daha önceki kuşakların uygulayacağı bir eğitim sistemiyle gerçekleşebilir. Ancak eğitim yoluyla bir sosyal toplumun insan, hayat ve doğa hakkındaki görüşü değiştirilebilir. Bir insanın başka insanlara ve genellikle canlı varlıklara karşı takındığı tavır değiştirilebilir ve amaç olarak istenilen görüş tarzına erişilebilir. Eğitim yoluyla insanın hak ve adalet duyguları geliştirilebilir ve insan başarıları gelişen bir yöne çevrilebilir; kendisi de bu başarıların sadece alıcısı olmakla kalmaz, yaratıcısı da olur.
Sayfa 224Kitabı okudu
Hayatın canlı , akıcı bir şekilde sürüp gitmesi, ancak içeriği olan, yaşanmış belli değerlerin yönetilmesine bağlıdır.
Reklam
Eğitim sayesinde yetenekler belli bir yöne çevrilir ve insanda çekirdek halinde bulunan yetenekler geliştirilebilir. Her şey değilse bile birçok şey eğitimle elde edilebilir. İnsan doğuştan ancak belli yeteneklerin çekirdeklerini birlikte getirir. Bunlar iyilik ve kötülük bakımından farksızdır. İnsan türünde iyiyi geliştirecek, kötüyü dizginleyecek olan güç, belli bir ideye dayanan bir eğitim tarzıdır.
Sayfa 248Kitabı okudu
Görüş tarzı
... ondokuzuncu yüzyıl başında önce İngiltere'de olmak üzere insan hayvanı eşya olarak görmemeye başlıyor, ona karşı sevecen davranıyor ve haklarını düşünüyor. Batılı bütün sömürgeciliğine rağmen kendini dönüştürme çabasını elden bırakmıyor. Halk hiçbir yasa gücüne dayanmadan, hayvanların eziyet ve işkence çekmesine engel oluyor. Doğuda ise insanlar birbirlerine bile henüz saygılı davranamıyor. Kişilige saygı laftan ibaret kalıyor. Saygılı davranış yasalarla sağlanamaz; saygısızlığın önü birlikte ve gönüllü olarak kesilmelidir. Biz saygı yerine kayırmacayı hep tercih ettik. Birbirimizi sadece araç olarak gördük. İnsan görüşümüz kulluk ideolojisinden kurtulamadı.
Sayfa 218 - doğubatıKitabı okudu
Geri114
149 öğeden 141 ile 149 arasındakiler gösteriliyor.