Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Felsefeye Giriş

Takiyettin Mengüşoğlu

Felsefeye Giriş Gönderileri

Felsefeye Giriş kitaplarını, Felsefeye Giriş sözleri ve alıntılarını, Felsefeye Giriş yazarlarını, Felsefeye Giriş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan bilgisi yüzyılların, sayısız insanların emek ve zahmetlerinin bir ürünü olduğuna göre, bu sayısız insanların ortaya koydukları bu bilginin bir sürekliliği var mıdır? Yoksa burada insan düşünmesi gelişigüzel, rastgele mi hareket ediyor?
Sayfa 25
İnsan denilen varlığın reel-hayatı üç boyutlu bir zaman içinde geçer. Onun bu reel-hayatı, kendisini içinden çıkılması gereken durumlarla karşılaştırmaktadır. Bu durumlar çok kez, onun anlayış ve kavrayış yeteneğini aşarlar. Böyle bir durumda çıplak realite, onun kaygısız ve tasasız yaşamasını engeller. Çünkü çıplak realitenin etkisi çok kez yıkıcıdır; insanı umutsuzluğa sürükler. Halbuki insanın kalbi umutlarla doludur ve bu umutların sürebilmesi için insanın çıplak realiteye anlam vermesi, onu ideleştirmesi, yani değerlerle bezemesi gerekir.
Sayfa 23
Reklam
Devlet, bugünün felsefi antropolojisi için insanın bir “varlık-koşulu” dur ve antropolojinin üzerinde çok durduğu bir fenomen alanıdır.
Sayfa 22
Ancak geçmişten kalkan bir görüş şimdiyi anlayabilir.
İnsan özgür müdür; yoksa özgürlük, onun için boş bir kuruntu mudur?
"İnsan aklı, bilgisinin belli bir türünde özel bir türünde özel bir kaderle karşı karşıyadır..." - Kant
Reklam
... devlet kurucusu olmak, aynı zamanda insan olmanın da bir özelliğidir.
Gerek felsefi bilgi, gerekse bilimsel bilgi, "varolan" bir şeyin bilgisidir.
Nasıl doğa olayları arasında bir bağ ve düzen varsa, aynı şekilde düşünceler arasında bir bağ, bir düzen vardır.
Bilgi, bilimle felsefe arasında ortak olan bir kavramdır; çünkü bilimin de, felsefenin de amacı herhangi bir bilgi türünü elde etmektir.
Reklam
“Bilinmelidir ki, dil, eski nesillerden yeni nesillere devredilen bir emanettir, bir mirastır. Dile karşı herkes saygı göstermelidir; bu saygı, çok kıymetli, mukaddes ve dokunulmaz şeylere karşı gösterilen saygıdan daha aşağı olmamalıdır” F. Nietzsche
Bir şeyi kendi öz dili ile gören ve düşünen bir insan, o şeyi kendi dili ile mutlaka ifade edebilir. Bir şeyi, düşünülen ve görülen bir şeyi, kendi dili ile ifade edemeyen bir kimse, ezbere gören ve ezbere düşünen, yani varlık-âleminde bir ilişkiye (karşılığa) dayanmadan söz söyleyen, yazı yazan kimsedir. Zira insan bir şeyi görür ve düşünürken, dil ile birlikte görür, birlikte düşünür; ancak sonradan daha uygun, daha keskin ifade şekilleri aramak diye bir şey bahis konusu olabilir.
İnsanın bugünkü yeri, durumu, tamamıyla sarsılmıştır; insan, kararsız bir hayat sürmektedir; sanki o bir şey bekliyormuş gibi görünüyor; fakat insan, neyi beklediğini, hatta neyi istediğini de bilmiyor. O meçhul bir şey bekliyor. Bu, bilhassa “Godo’yu beklerken” piyesinde açık olarak gösterilmiştir. Godo kimdir? Ne zaman gelecek, gelirse ne olacak? Bunu sormuyoruz; meçhul olan bir şeyi bekliyoruz; fakat bunun ne zaman geleceğini bilmiyoruz.
148 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.