Felsefeye Giriş
Takiyettin MengüşoğluFelsefeye Giriş Sözleri ve Alıntıları
Felsefeye Giriş sözleri ve alıntılarını, Felsefeye Giriş kitap alıntılarını, Felsefeye Giriş en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...gene de her zaman ve her yerde, yani hayatta olduğu gibi bilim ve felsefede, olanaklı olan, olanaksıza üstün tutulmalıdır.
Sınırını aşmadığı, kötüye kullanılmadığı sürece din topluma yararlı olur.
Sayfa 355 - Din felsefesi
Schopenhauer
Hayvanların akıl sahibi olmamaları, onların bir dilden yoksun olmalarına neden olmuştur.
İnsan bilgisi yüzyılların, sayısız insanların emek ve zahmetlerinin
bir ürünü olduğuna göre, bu sayısız insanların ortaya koydukları bu
bilginin bir sürekliliği var mıdır? Yoksa burada insan düşünmesi gelişigüzel, rastgele mi hareket ediyor?
Sayfa 25
Gerek felsefi bilgi, gerekse bilimsel bilgi, "varolan" bir şeyin bilgisidir.
İnsanın bugünkü yeri, durumu, tamamıyla sarsılmıştır; insan, kararsız bir hayat sürmektedir; sanki o bir şey bekliyormuş gibi görünüyor; fakat insan, neyi beklediğini, hatta neyi istediğini de bilmiyor. O meçhul bir şey bekliyor. Bu, bilhassa “Godo’yu beklerken” piyesinde açık olarak gösterilmiştir. Godo kimdir? Ne zaman gelecek, gelirse ne olacak? Bunu sormuyoruz; meçhul olan bir şeyi bekliyoruz; fakat bunun ne zaman geleceğini bilmiyoruz.
Zaman hakikati hatadan ayırır. Fakat bu da ancak bilimin ve felsefenin ardı arası kesilmeyen çalışmalarıyla gerçekleşir.
"İnsan aklı, bilgisinin belli bir türünde özel bir türünde özel bir kaderle karşı karşıyadır..."
- Kant
Nasıl ki doğa olayları arasındaki bağı ve düzeni ''yöneten'' yasalar, ilkeler varsa, aynı şekilde düşüneler arasındaki ilişki ve düzeni ''yöneten'' yasalar, ilkeler vardır.
Nasıl doğa olayları arasında bir bağ ve düzen varsa, aynı şekilde düşünceler arasında bir bağ, bir düzen vardır.
İnsan denilen varlığın reel-hayatı üç boyutlu bir zaman içinde geçer. Onun bu reel-hayatı, kendisini içinden çıkılması gereken durumlarla karşılaştırmaktadır. Bu durumlar çok kez, onun anlayış ve kavrayış yeteneğini aşarlar. Böyle bir durumda çıplak realite, onun kaygısız ve tasasız yaşamasını engeller. Çünkü çıplak realitenin etkisi çok kez yıkıcıdır; insanı umutsuzluğa sürükler. Halbuki insanın kalbi umutlarla doludur ve bu umutların sürebilmesi için insanın
çıplak realiteye anlam vermesi, onu ideleştirmesi, yani değerlerle bezemesi gerekir.
Sayfa 23
Donmuş gelenek kuşaklar boyunca hiçbir değişiklik geçirmeden aynı şekilde sürüp gider, tıpkı hayvan dünyasında yuva yapma, yavrulama, kış yüzünden yer değiştirmede olduğu gibi.
Umutsuz insanın yaşamasına olanak yoktur. Fakat umut ancak bir inanmayla birliktedir.
Sayfa 351
Devlet, bugünün felsefi antropolojisi için insanın bir “varlık-koşulu” dur ve antropolojinin üzerinde çok durduğu bir fenomen alanıdır.
Sayfa 22