Felsefeye Giriş kitaplarını, Felsefeye Giriş sözleri ve alıntılarını, Felsefeye Giriş yazarlarını, Felsefeye Giriş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan denilen varlığın real-hayatı üç boyutlu bir zaman içinde geçer. Onun bu real-hayatı, kendisini içinden çıkılması gereken durumlarla karşılaştırmaktadır. Bu durumlar çok kez onun anlayış
ve kavrayış yeteneğini aşarlar. Böyle bir durumda çıplak realite, onun kaygısız ve tasasız yaşamasını engeller. Çünkü çıplak realitenin. et
kisi çok kez yıkıcıdır; insanı umutsuzluğa sürükler. Halbuki insanın
kalbi umutlarla doludur ve bu umutların sürebilmesi için insanın çıplak realiteye anlam vermesi; onu ideleştirmesi, yani değerlerle bezemesi gerekir. Bu anlamı verme ve ideleştirme onun hayatını çekilir
bir duruma getirir. Çünkü umutsuzluk ve çıplak realite içinde insanın yaşamasına olanak yoktur.
Fakat insan, umut-dünyasıyla birlikte bir inanma-dünyası içine
girmektedir ve inanma, insanın varlık yapısına ait bir
fenomendir. Çünkü insan, daima aynı zamanda inanan bir varlıktır. İnanma fenomeni, basit günlük hayatta başlar; derece derece yükselir ve sonrasında "transendental", doğa ve insanüstü bir varlığa inanmaya kadar yükselebilir.
İnsan bilgisi yüzyılların, sayısız insanların emek ve zahmetlerinin
bir ürünü olduğuna göre, bu sayısız insanların ortaya koydukları bu
bilginin bir sürekliliği var mıdır? Yoksa burada insan düşünmesi gelişigüzel, rastgele mi hareket ediyor?
İnsan denilen varlığın reel-hayatı üç boyutlu bir zaman içinde geçer. Onun bu reel-hayatı, kendisini içinden çıkılması gereken durumlarla karşılaştırmaktadır. Bu durumlar çok kez, onun anlayış ve kavrayış yeteneğini aşarlar. Böyle bir durumda çıplak realite, onun kaygısız ve tasasız yaşamasını engeller. Çünkü çıplak realitenin etkisi çok kez yıkıcıdır; insanı umutsuzluğa sürükler. Halbuki insanın kalbi umutlarla doludur ve bu umutların sürebilmesi için insanın
çıplak realiteye anlam vermesi, onu ideleştirmesi, yani değerlerle bezemesi gerekir.