Felsefeye Giriş

Ahmet Arslan

Felsefeye Giriş Sözleri ve Alıntıları

Felsefeye Giriş sözleri ve alıntılarını, Felsefeye Giriş kitap alıntılarını, Felsefeye Giriş en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sonra evrende ve canlı varlıklarda sözü edilen düzeni, düzenliliği, uyumu, sistemi kabul etsek bile bunun akıllı, plan güden bir varlığın eseri olarak açıklanması zorunlu mudur? Darwin'in doğal ayıklamaya dayanan evrim kuramı böyle bir varlığa başvurmaksızın bu olayı makûl bir şekilde açıklama imkanını bize vermemiş midir? Bu kuram, çevreye uyum gösteren organizmaların hayatta kaldığını, gösteremeyenlerin ise doğadan silindiğini ikna edici bir şekilde açıklamamış mıdır?
Sayfa 310Kitabı okudu
Ah şu bilme isteği..
Daha önce de temas ettiğimiz gibi bilimin bundan farklı olan ve galiba asıl değerini oluşturan şey, insanın bilme isteğini, merakını tatmin etmesidir. Aristoteles'in daha önce de hatırlattığımız sözünü tekrar söylersek, "İnsan, doğası gereği bilmek isteyen bir canlıdır." Büyük dinler bunu "yasak elma" efsanesi ile dile getirmişlerdir. Yaratılış efsanesinde sözü edilen, bilgelik ağacına, Tanrı'nın aksi yöndeki emrine rağmen Adem'in yaklaşması, herhalde onun ve onun şahsında tüm insanlığın, insanın bilme merakına, öğrenme merakına hamledilmelidir. Bu bilginin insana, kendisini cennetten kovdurma yönünde tarihî bir zarar verdiği aşikardır. Öte yandan, onun bu bilme merakı sayesinde özgürleştiği ve gerçek anlamda "insan" olduğu da söylenebilir.
Sayfa 88 - Serbest AkademiKitabı okudu
Reklam
Her resmin bir ressamı varsa o zaman evrenin de...
"Her eserin bir nedeni vardır" önermesi, neden Tanrı'nın kendisini bu önermenin kapsamı dışında tutmaktadır? Eğer "her şeyin bir nedeni vardır" önermesi evrensel ise, o zaman Tanrı'nın da bir nedeni olması gerekir. Yok eğer Tanrı'yı bu kuralın dışında tutup O'nun bir nedeni olmadığını söylüyorsak, o zaman evrenin bütününü bu ilkenin dışında tutup, onun bir bütün olarak nedeni olmadığını söylememiz mümkündür.
Sayfa 312Kitabı okudu
Bu değişimi hepimiz kabullenmeliyiz.
Bu akıl yürütmenin sonucu olarak Heraklitos şu görüşleri ortaya atar: Her şey değişir; her şey sürekli akış içindedir; her şey akar; bir nehre iki kez giremezsiniz; çünkü ikinci seferinde ne o nehir aynı nehirdir ne de siz aynı sizsiniz. Değişmenin altında değişmeyen hiçbir şey yoktur. Değişmeyen tek şey değişmedir ve değişmenin kendisine göre cereyan ettiği yasadır. Kısaca varlık yoktur; oluş vardır veya varlık, oluştur.
Sayfa 93 - Serbest AkademiKitabı okudu
"Mutlu bir domuz olmaktansa mutsuz bir Sokrates olmayı tercih ederim"
Sayfa 151 - J. S. MillKitabı okudu
Bu kanıta karşı Aziz Thomas'ın itirazı ise bir başka noktadadır. Aquinolu Thomas iyi bir Aristotelesçi olarak, varlığı olmayan bir şeyin doğasından veya özünden bahsetmenin anlamsız olduğu görüşünden hareket eder. Gerçekten de Aristoteles'e göre bir bilimin, bir doğayı incelemeden önce bu doğanın var olup olmadığını araştırması gerekir. Başka deyişle, biz, ancak bir şeyin var olduğunu öğrendikten sonra onun ne olduğunu, yani onun doğasının veya özünün ne olduğunu soruşturma hakkına sahibiz. O halde, Tanrı'nın var olduğunu bilmedikçe, onun doğası veya özü veya kavramı hakkında ileri süreceğimiz her türlü iddia, örneğin O'nun en mükemmel varlık olduğu iddiası, ancak bir varsayımdan ibaret olacaktır. Dolayısıyla böyle bir iddianın hiçbir ciddî temeli yoktur.
Sayfa 314Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.