Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Felsefi Ve Politik Düşünceler

Mirza Fetali Ahundov

En Beğenilen Felsefi Ve Politik Düşünceler Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Felsefi Ve Politik Düşünceler sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Felsefi Ve Politik Düşünceler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
- Mirza Fetali, bilimleri öğrenmekteki amacın nedir ? diye sordu . Ona yanıt olarak, din adamlığına hazırlandığımı söyledim. Bana ; - Demek sen de bir düzenbaz ve şarlatan olmak istiyorsun ? dedi .
M.F. Ahundov'un yaratıcı tezi.
M.F. Ahundov, doğanın incelenmesine karşı olanları şiddetle eleştirir. “Sevgili Celaliddövle, tek sözcükle, ben Allah’ımızı haklı gösterecek hiçbir şey bulamıyorum. Senin arkamdan bana şöyle dediğini biliyor ve bundan kuşku duymuyorum: Allah'ımız hikmetlidir, onun hikme­ti her türlü eleştirinin dışındadır. Senin bu eleştiriyi çürütemeyeceğin anlamına gelmez mi bu? O halde sana susmanı ve dinle ilgili bütün bilimsel tartışmalarda kendi savlarından vazgeçmeni, yaratıcının ya­saları konusunda fikir yürütmemeni, insanı kurtuluş yoluna yönlen­dirmek için yaratıcının insanlığa bir peygamber göndermesi gerekir biçimindeki aptalca ve boş argümanlara dayanarak insanlan kandır­mamanı salık veriyorum! Hayır, yaratıcının bir peygamber gönderme­si hiç de gerekli değil. Sen kurtulmak ile kurtulmamanm, ona (Al­lah’a -ç.n.) ya da putlara tapınmanın onun gözünde aynı şeyler oldu­ğunu bilmiyorsun. Amerika binlerce yıldır diğer yarıkürede bulunuyor ve senin gibi insan olan milyonlarca insan, o kıtadaki ormanlarda ya­banıl hayvanlar gibi çırılçıplak yaşıyordu; Allah onlara bir peygamber göndermeyi kesinlikle düşünmedi. Biz o insanların varlığını ancak ya­kın zaman önce, Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfinden sonra öğ­rendik.” (‘İkinci Mektup”)
Reklam
Kendi gelini ile evlenme ahlaka uygun mudur?
Muhammed’in oğulluğu Zeyd ’in karısını yüz kızartıcı bir şekil­de kendine almasını, müminlerin ileride kendi oğulluklarının eşle­riyle evlenmede zorluk çekmemeleri için haklı göstermek, toplumsal düşünce açısından kabul edilebilir mi? Müminler kendi oğul­luklarının eşleriyle evlenmek isterken zorluklarla karşılaşmaların­ da ne gibi bir kötülük olabilir ki? Böyle davranmamaları daha edeplice olmaz mı? Acaba onlar için evlenecek başka kadınlar yok mu? Kendi oğulluğunun eşiyle evlenmede bir zorunluluk gören kim ?
Şünniler ne yaparsa, şiiler tersini yapsın anlayışı.
Hamam havuzlarındaki durgun su o kadar pis ki, sanki içine petrol dökülmüş. İğrenç bir adam , iğrenç kokan yaralarıyla hama­ma girerek hemen hamam havuzuna dalıyor, bütün pisliğini suda bırakarak orada yıkanıyor, buna karşın bu adam , temiz bir suda yı­kandığını düşünüyor; çünkü havuzdaki su şeriatın kabul ettiği dü­zeyde ise, yüksek bir din yorumcusu, havuz banyolarının (din açı­ sından) bir temizlik edimi olduğunu değişmez biçim de kabul et­miştir bir defa. Bu konuda Türkler, İranlIlardan çok daha akıllıdır­lar. İstanbul’daki hamamların havuzları her zaman kilitlidir. Hiç kimsenin bu havuzlara girmesine izin verilmez, insanlar havuzdan akan muslukların altında yıkanırlar. İranlılar, bu takdir edilecek âdeti Türklerden alıp benim seyemiyorlar, çünkü altıncı imam, Şiilere, Sünniler ne yaparlarsa onların tersini yapmalarını emretmiş­tir.
Kur'an.
Kur’ân’ın Arap dilinde yazılmış en zarif ve belagatli düzyazı yapıt olduğunu söylesek de, bundan, onun doğaüstü ve mucizevî bir şekilde doğduğu sonucu çıkarılam az; çünkü estetik incelikler taşıyan ve güzel söz söyleme ustalığına dayanan her türlü yapıt, mutlaka herhangi bir insanın doğuştan gelen yeteneğinin ürünü­dür.
"Ben insanı mutlu ve özgür kıla­cak bir dinî tercih ederim."
Sevgili Celaliddövle, sözlerimden, şahsen benim İslâma iha­nette bulunduğum ve başka bir dinî tercih ettiğim sonucunu çıkar­ma; aksine, ben tüm dinlere karşı bütünüyle kayıtsızım ve ruhun ölüm den sonraki kurtuluşu ümidi bağlamında dinlerden hiçbirine sempatim yok. Ben ancak, bu dünyada insanı mutlu ve özgür kıla­cak bir dinî tercih ederim.
Reklam
Hırsızlar , haydutlar ve katiller , cehennemin var olduğuna inanan cahil halk kesiminden çıkıyor..
Hukuk doğmatik olur mu? Cahiliye dönemi daha bilimsel tezi.
Hukuk bilimi yeni koşullara, her çağın gerekleri­ne göre sürekli değişiklikleri, iptalleri, eklemeleri, kısıtlamaları ge­rektirir. Peygamberimiz, hukukta en ufak bir değişikliğe izin ver­meyi bir kez sonsuza dek yasakladığına göre, her türlü gelişmeye açılan kapıyı kendi halkı için kesin olarak kilitledi. Bu arada ken­disi 23 yıllık peygam berlik süresi boyunca, Kur’ân’ın karar ve ya­salarını koşullara ve gereksinimlere göre boyuna hükümsüz kıldı. O halde, onun binlerce yanlış, eksik ve çelişkilerle dolu hukuku­nun Hicret’ten bu yana 1280 yıl süresince nasıl olur da bir değişik­liğe ve yeniden yapılandırmaya gereksinimi olmaz? Tuhaftır ki peygamber, Arabistan’ın İslâm öncesi dönemini câhiliye dönemi olarak niteliyor, ama kendisinin daha kötü olduğunu bilmiyor; Arap halkının ellerini ayaklarını bağlayarak onu İslâm sonrasının cehâlet uçurumuna attı. İslâmiyet öncesi cehâletten kurtulmanın olanağı vardı, ama İslâm sonrası cehâletten kurtulma yönünde hâ­lâ hiçbir umut ışığı görünmüyor.
Muhammed'i red eden kadın.
Şeriat kitaplarında takma adı ‘Allah’ın koruyuculuğuna koşan’ anlamına gelen Musteize olan Esma Binti Neman adında bir Arap kızından söz edilir. Bu, genç ve gü­zel bir kızdır. Peygamber onun güzelliğini duyarak, anne-babasın­ dan onu kendisine vermelerini istedi. Esma’nin anne-babası da kız­larının rızasını sorm adan onu peygambere verdiler. Gerdek gecesi yatak odasında peygamber elini Esma'ya uzatınca, Esma titreyerek korku içinde bir çığlık attı ve şunları söyledi: “Senin zorbalığına karşı Allah’ın koruyuculuğunu isteyeceğim ! Ey, ihtiyar! Ne isti­yorsun benden? Benim rızamı almadan niçin beni anne-babam dan istedin? Bırak yakamı, vazgeç benden ve beni serbest bırak, titre­meden senin varlığına katlanacak durum da değilim ve asla sana boyun eğmeyeceğim !” Peygamber ona sahip olma konusunda umutsuzluğa düştü ve istemeyerek ona şöyle dedi: “Çekil git ba­banın evine, rezil kadın!” Esma hemen o anda peygamberin yatak odasından çıktı, baba evine gitti ve peygamberin sözde onu kendi isteğiyle bıraktığını söyledi annesiyle babasına. Ertesi gün Muhammed, Esm a’ya bir boşama belgesi gönderdi.
Muhammed, Zeynep ve Zeyd olayı.
“Allah’ın elçisi ve peygambe­ri, bir işi görüşmek için bir gün oğulluğu Zeyd’in (K elba kabile­sinden Zeyd İbn Harise İbn Şerahil) evine gittiğinde, Zeyd’in yı­kanmakta olan çırılçıplak haldeki karısıyla karşılaştı ve ona şöyle dedi: ‘Sen, seni yaratan Allah’ın bir hikmetisin!’ Zeyd eve döndü­ğünde karısı ona peygamberin gelişinden söz etti ve peygam berin kendisine söylediği sözleri kocasına iletti. Bunun üzerine Zeyd ça­bucak peygambere gitti ve karısını ona önerdi, ama peygamber bu­nu reddetti ve ona dedi ki: ‘Karını bırakma ve Allah’tan çekin.’ Al­lah, bu olay üzerine Cebrail aracılığıyla yukarıdaki âyeti gönderdi.” Peygamberin kendisi­ nin, kimi anlayışlara göre, kendi konumu açısından uygunsuz say­masına, kendini mazur gösterm esine, bugüne dek bu davranışından ötürü kendini kınamalardan kurtaramamasına ve bizzat kendisinin Zeyd’e: ‘Karını bırakma ve Allah’tan kork!” demesine karşın, Al­lah’ın bütün büyüklüğü ve Tanrısal önemini bir yana bırakıp Ceb­rail’i peygambere göndererek, sadece cinsel ihtirasını gidermek için mutlaka Zeyd’in karısını kendine alm asını isteyecek kadar al­çalacağı bana çok yakışıksız geliyor. Acaba peygamberin 22 eşi ve cariyeleri ona yetm iyormuydu? Mutlaka Zeyd’in karısından mı hoşlanması gerekiyordu? Allah ’ın başka işleri yoktu da, bu gibi zırvalarla mı uğraşmak zorundaydı?
158 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.