Fuzuli Divanı sözleri ve alıntılarını, Fuzuli Divanı kitap alıntılarını, Fuzuli Divanı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Pertev-i hurşîd sanman yerde kim devr-i felek
Yere urmış âfitâbın mâh-ı tâbaAnum görüp
Günümüz:
Güneşin ışığını yere vurmuş sanmayın; dönen gökyüzü benim ay yüzlü sevgilimi görüp güneşini yere çalmış.
Vefa her kimseden kim istedim ondan cefa gördüm
Kimi kim bîvefa dünyada gördüm bîvefa gördüm
(Her kimden vefa istediysem ondan cefa gördüm; kimi gördüysem vefasız dünyada, onun vefasızlığını da gördüm)
Kime kim derdimi izhar kıldım isteyip derman
Özümden bin beter derd ü belaya mübtela gördüm
(Kime derman için derdimi açtıysam, onu benden bin beter dertli gördüm.)
Mükedder hatırımdan kılmadı bir kimse gam def’in
Safadan dem uran hemdemleri ehl-i riya gördüm
(Kederli gönlümden kimse üzüntülerimi gidermedi. Esenlikten dem vurarak beni teselli edecek dostlarımı iki yüzlü gördüm)
Ayak bastım reh-i ümmide, sergerdanlık el verdi
Emel serriştesin tuttum elimde ejderha gördüm
(Ne zaman umut yoluna ayak bastım, başım dönüp durdu. Emel ipinin ucuna yapıştım elimde ejderha gördüm)
Varlık Allah'a âittir. Gerisi hep hayâl ve düşten ibârettir. Bugüne dek bildiğim, bulduğum ve sahip olduğum her şey gerçekte O'ndan ibâret imiş. Zannım, hakîkate yönelince sevgim de aşk oluverdi.
"şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir..
mübtelâ’yı gama sor kim geceler kaç saat."
en uzun geceyi gökbilimci takvimci ne bilir?
dert sahibine bir sor ki geceler kaç saat?
“Bir nefes dîdâr içün bin cân fedâ itsem n’ola
Nice demlerdür esir-i iştiyâkıdur gönül.”
Bir nefescik olsun o güzel yüzü görmek için
Bin canım olsa da kurban etsem yeridir.
Gönül nice zamandır onun arzusuyla yana tutuşa esiri olmuştur.
Çıharmak itseler tenden çeküb peykânun ol servün
Çıhan olsun dil-i mecrûh peykân olmasun yâ Rab
Tenimden, servi boylu güzelin attığı oku çıkarmak isteseler, yaralı gönlüm çıksın ama onun attığı ok çıkmasın Allah'ım!
“Zira şiire başladığım zamanlar her gün bir mahlas beğeniyor, bir müddet sonra aynı mahlası kullanan bir şaire rastlayıp aldığım mahlası değiştiriyordum. Nihayet anlaşıldı ki benden evvel gelen şair dostlarım ibarelerden ziyade mahlasları kapışmışlar.
Düşündüm , eğer şiirde başkaları ile müşterek bir mahlàs alırsam muvaffak olamadığım takdirde bana yazık olur. Muvaffak olursam mahlàs ortağıma zulüm etmiş olurum. Bu benzerliği ortadan kaldırmak için (Fuzuli) mahlasını aldım ve ortaklarımın bana zulüm edip beni muztarib etmelerinden kurtulmak için mahlâsımın himayesine sığındım. Bu lakap kimsenin hoşuma gitmeyeceği için bir başkasının bana ortak çıkarak beni rahatsız etmeyeceğine karar verdim. Hakikaten de bu lakabı almakla ortaklıktan bana gelebilecek üzüntülerin kapısını kapadım ve ‚şiirlerin karışması endişesinden kurtuldum.
İkincisi; ben bütün ulûm ve fünunu nefsimde toplamış bir insan olmak in çabalıyordum. Bunu ifade eden bir mahlas bulmuştum. Zira ‘Fuzuli’ lügatta ulûm ve fünun gibi fazlın cem’idir.”
Sayfa 19 - Fızuli Farsça Divan’nın dibacesinde böyle anlatmış.
"benim tek hiç kim zar ü perişan olmasın, ya Rab!
esir-i derd-i aşk u dağ-ı hicran olmasın ya Rab!"
ey Allahım! hiç kimse benim gibi inlemesin ve perişan olmasın..
aşk derdinin ve ayrılık yarasının esiri olmasın ey Allahım!