Gaspıralı İsmail

Necip Hablemitoğlu

En Beğenilen Gaspıralı İsmail Gönderileri

En Beğenilen Gaspıralı İsmail kitaplarını, en beğenilen Gaspıralı İsmail sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Gaspıralı İsmail yazarlarını, en beğenilen Gaspıralı İsmail yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kısaca "Parçala Yut" şeklinde sembolize edilebilen bu siyaset neticesi, Türk Milletinden yüzlerce halk (!) türetildi. Türk milleti; "Kazak, Azeri, Türkmen, Başkırt, Tatar, Kırgız, Tacik, Yakut, Özbek, Karakalpak vs..." adlarını taşıyan halklara (!) dönüştürüldüler.
İsmail Bey'in makaleleri ve eserleri dikkatle incelenecek olursa verilmeye çalışılan tarih şuurunun altında tamamı ile "Türklük" şuurunun yattığı gaye ve konuya bu şuurun hakim olduğu göze çarpar.
Reklam
1905 yılında bütün Rusya ihtilal havası içinde çalkalanırken İsmail Bey'den bir ses çıkmıyordu. Türk gençleri ihtilal heyecanı ile sokaklara dökülmüşler, hürriyet getireceğine inandıkları ihtilal için ufak ufak gruplar meydana getirmişlerdi. İsmail Bey'in bu ihtilale kayıtsız kalması mutlak zaruriydi. Çünkü o, Avrupa'da gördüğü gelişmiş askeri tekniğin yanı sıra silahtan tecrit edilmiş, birbirinden habersiz dağınık yaşayan Rusya Türkleri'nin bir ihtilale hazırlıklı olmadığını müşahede etmişti.
Gaspıralı İsmail Bey'in inkılapçılığı, Türk milletinin manevi değerlerine karşı saygılıydı. Bu bakımdan Bolşevik devrimcilerle inkilapçılık anlayışı itibariyle tam bir tezat halinde bulunuyordu. İsmail Bey, Ziya Gökalp'in de tanımladığı gibi, "Türk milletinden, Garp medeniyetinden, İslam ümmetinden" tarifine çok uyuyordu. O, Türk milletinin eski gelenek ve göreneklerinin, milli sanatının aynen kalmasına, Batı medeniyetine sadece ilim, teknik ve fen alanlarında uyulmasına, kısacası Türk Milletinin dejenere olmadan medeni Avrupa memleketleri seviyesine ulaşılmasına taraftardı. Bu tutumu ile İsmail Bey'in inkılapçılığı nasıl tam manası ile yapıcıysa Bolşevikler'in de tam manası ile yıkıcı idi.
" Onun gerilik ve taassup denizinin bütün fırtınalarına karşı yalnız göğüs germesi ruhundaki inkılapçılık ateşinin en yüksek bir delilidir."
İsmail Bey'in fedakarca çalışmaları sonucu olarak Müslüman kadını, cemiyette, okul ve üniversitelerde görünmeye başlamış ve 1897 nüfus sayımı zamanında Rusya'nın Türk kadınları arasındaki okur yazar oranının, Rus kadınları arasındaki okur yazar oranını geçtiği anlaşılmıştır.
Reklam
İsmail Bey, Rusya Türkleri'ne "Türk" olmanın bir zul olmadığını, bilakis şanlı bir tarihe sahip milletin evlatları olarak "Türk" olmanın milli gurur ve iftihar vesilesi olması gerektiğini izaha çalıştı.
Gılman Kerimî Avamdan Aydına...
Gaspıralı İsmail Bey'in softalarla yapmış olduğu birçok ilginç mücadele içinde en mühimi ve ilginci muhakkak ki, "Tercüman" konusunda Gilman Kerimî ile yapmıştır. "Tercüman"ı "dine küfür" olarak telakki eden softalardan, aynı zamanda Kazan ulemasından olan Gilman Kerimî, oğlunun elinde "Tercüman"ı görür ve büyük bir hiddete kapılır. Oğlunu öldürmek ister; fakat, asıl öldürülmesi gerekenin, gazeteyi çıkaran kimse olduğunu düşünerek Bahçesaray'a İsmail Bey'i öldürmeye gider. Taassubuna rağmen akıllı ve muhakemeli bir zat olan Gilman Kerimî, İsmail Bey'le olan uzun konuşmasından sonra Kazan'a, "Tercüman"ın ateşli bir taraftarı olarak döner ve oğlunu İstanbul'a tahsil için göndermekte tereddüt etmez. Daha sonraları Baran'da "Vakit" gazetesini çıkaran, oğlu, meşhur edip ve mücadele adamı Fatih Kerimî'den başkası değildir.
Gidip kurtulmak mı kalıp savaşmak mı?
İsmail Bey'e göre sadece 1856-1863 senelerine kadar Kırım'dan 475 bin Türk, Türkiye'ye göç etmiştir. Bunların da çoğunluğu Rumeli tarafına geçmişti: "Şöyle ki umumen giden muhacirin miktarı bir milyondan pek eksik olmasa gerektir"diyen İsmail Bey, göç psikozuna tutulan Türkler'i durdurmak için elinden geleni yapmaktaydı
Geri148
489 öğeden 481 ile 489 arasındakiler gösteriliyor.