Gayrimeşru İstanbul

Uğur Aktaş

En Yeni Gayrimeşru İstanbul Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Gayrimeşru İstanbul sözleri ve alıntılarını, en yeni Gayrimeşru İstanbul kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı’da uygulunan en kanlı infaz!
Osmanlı'da uygulanan en kanlı, acılı ve rahatsız edici infaz yöntemi ise çengele vurmaktır. Kaynaklara göre, Yedikule, Eminönü ve Fener'de olmak üzere İstanbul'da üç çengel vardır. Genelde seferden dönen donanma gemilerinde getirilen korsanlara uygulanan bu ceza, "çengel çiçeği" deyiminin de kaynağıdır. Kalın kalaslardan yapılmış kuleye benzeyen bir düzeneğin üstünde kasap çengel lerine benzeyen çengeller bulunur. Cellatlar suçluyu çırılçıplak soyduktan sonra makaralı bir düzenekle kaldırıp çengellerin üzerine atar, suçlu şanslıysa çengel hayati organlarından birine denk gelip kısa sürede ölür. Ancak genelde vücudunun herhangi bir yerinden çengele takılır ve günlerce süren acılar içinde ölümü bekler. Çengel cezası tellallar vasıtasıyla şehir halkına duyurulduğu için kalabalık bir halk tarafından seyredilir.
Sayfa 131 - Cumartesi Kitaplığı
Halka teşhir edilen infazlar
Bir de halka teşhir edilen infazlar vardır ki bunlar için garip bir hayal gücüne ihtiyaç olduğu su götürmez. Bazı suçlular sırt ve göğüs derisi yüzüldükten sonra kazığa oturtulur ve ölene kadar o halde bırakılır. Bir diğer işkenceli idam şeklinde ise suçlu yüzükoyun çarmıha gerilir, ardından kaba etleri ve omuzlarına bıçakla oyuklar açılır, bu oyuklara mumlar yerleştirildikten sonra ibret için bir devenin üzerinde gezdirilir.
Sayfa 131 - Cumartesi Kitaplığı
Reklam
Osmanlı’da işkence türleri
Dayak, falaka ve aşağılamanın haricinde Osmanlı dönemi işkenceleri çeşit çeşittir: Saçları kazındıktan sonra suçlunun başına ateşte kızdırılmış demir tas geçirmek. Sırt ve göğüs derilerini yüzmek. Kemikleri, eklem yerlerini çekiçle kırmak. Bedeni burgularla oymak. Cımbızla sinir çekmek. Kaynar suya, hemen ardından soğuk suya sokmak. Tel kese ile keselemek. Tırnak ve diş sökmek. Bunların hepsi o dönem için sıradan işkencelerdir.
Sayfa 130 - Cumartesi Kitaplığı
Hırsızlar genelde soydukları ev veya dükkânın önünde asılır. Katiller, casuslar ve korsanlar içinse işkenceli ölüm kaçınılmazdır.
Sayfa 130 - Cumartesi Kitaplığı
Eğer infaz İstanbul dışında uygulandıysa suçlunun başı "şifre" denen bir usturayla gövdeden ayrılır, bozulmasın diye bal dolu kıl bir torbanın içinde saraya gönderilir. Gövdesinden ayrılan başlar, memurun derecesine göre gümüş veya tahta tepsi içinde Topkapı Sarayı bahçesindeki Cellat Çeşmesi önündeki ibret taşının üzerinde sergilenir. Eğer suçlu ordudansa, başı kesildikten sonra ayağına taş bağlanarak denize atılır.
Sayfa 130 - Cumartesi Kitaplığı
Devlet görevlilerinin idamı
İdam fermanı sadrazam veya yüksek dereceli bir memur için çıkarıldıysa, cellatbaşı yanında yamağıyla gelir, etek öpüp saygısını gösterdikten sonra fermanı okur. Kurbana iki rekat namaz kılması için süre verilir. Ardından değerli kanı yere dökülmesin diye kementle boğarak öldürülür. Bu karşılıklı saygıya bir örnek, Viyana'da bozguna uğradıktan sonra idam fermanı çıkan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın infazıdır. Paşa, son namazını kıldıktan sonra bedeni toprağa düşsün diye çadırdaki tüm kilimleri kaldırtır. Ardından celladına, "İşini maharetle yap," diyerek uzun sakalını kendi eliyle kaldırıp yardımcı olur.
Sayfa 129 - Cumartesi Kitaplığı
Reklam
65 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.