İşte o zaman içini iyiden iyiye bir öfke kapladı. Bilinmeyeni solukları başını döndürüyor, yaman bir sağanağa tutulan bu kuyunun kapkara dehşeti ona korkunç bir yakıp yıkma tutkusu veriyordu.
O günden sonra, Monsou'da burjuvalar, her gece kulakları düşsel bir tehlike çanıyla çınlayarak, burunlarına barut kokuları dolarak, tatlı uykularından fırladılar.
ömür boyu sevdiği tek kadının, yavuklusunun, Moskova'da yağmurlu bir sabah vakti asılırken kendisinin, halk arasında, uzaktan onu gözleriyle son öpüşü.