İlk başta sıkılacağımı düşünmüştüm ama giriş bölümü beni yanılttı. Alışılmışın dışında Zweig bu eserinde kadın duyguları, çift ilişkileri vb. Konulara yer vermemiştir. Yahudilerin çektiği sıkıntıları anlatıyor. Kutsal emanetleri menora en sonunda Bizansta bulunacak ve halkın yüce olarak gördüğü Benjamin peşine düşecek. Kendisi de -dedesinin yaptığı gibi- yaşanılanları gelecek nesillere taşımak için yanına genç birini alacak. Çeşitli olaylar sonucunda şamdan menora'nın taklidi yapılacak ve bu sır sadece 2 kişi arasında kalacak.
Tanıtım bülteni; Süleyman’ın tapınağından çıkan, Yahudilerin kutsal emaneti yedi kollu şamdanın 455 yılında Roma’yı yağmalayan Vandalların eline geçmesi, kentin Yahudi cemaatinde şok etkisi yaratır. Cemaatin yaşlıları, olan biteni gelecek kuşaklara aktarması için o sırada yedi yaşında olan Benjamin’i de yanlarına alarak kutsal Menora’yı denizaşırı yolculuğuna uğurlarlar. Seksen yıl sonra aynı Benjamin, şamdanı Yahudilere geri vermesi için İmparator İustinianos’a yalvarmak üzere Bizans’a gider. İustinianos’un Kudüs’teki bir Hıristiyan kilisesine gönderdiği şamdan, orada kaybolmuştur. Ancak Zweig Gömülü Şamdan’da söylenceye bir gün yeniden kavuşma umudu barındıran bir final atfeder.