Hiçbir zaman fikirlerini değiştirmemiş olmakla övünen, hep doğru yolda yürümüş olmakla kendini yükümlü gören bir kimse, yanılmazlığa inanan sersemden başka şey değildir.
Gençlik, adaletsizliğin tarafına kaydığı zaman vicdanın aynasında kendine bakmaya cesaret edemez, oysa olgun yaş kendini görmüştür orda ; hayatın bu iki dönemi arasındaki bütün fark da bu noktadadır zaten.
Belki de gerçek alçakgönüllülüğü gösteren, zaaflarıyla hareket eden, kayıtsız duran kimselere her türlü işkenceyi reva görme eğilimi, insan tabiatının bir gereğidir