Zihninin, düşünce ve duygularını saf mı değil mi diye insafsızca gözden geçiren bölümü itiraz etti: Şehvete kapılmaz mısın hiç? Bir nebze bile şehvet yok mu aklında? Asla mı? Biçimli bir bedene bakarken aklını ve gözünü kızgın bir pus asla kaplamaz mı? Sadece dokunma hazzı için dokunmayı düşünmez misin hiç? Neden inkâr ediyor, neden kendini aldatıyorsun? Bu şiddetli arzuyu heykeller yontarak yenme mücadelesi ruhunda nice yara izi bırakmadı mı? ilkeleri o bedenlere sahip olmay yasaklamıştı ona, ama işte o bedenleri ne zaman kilden yoğursa ya da mermere yontsa, duygunun öyle bir doruklarına varıyordu ki fiziki aşkın verdiği coşkudan çok, bir teslimiyetti bu.
" Ey ahali, vergiler yine artırıldı, ekmek fiyatı yine yüksek..." Orada burada, bu ve buna benzer düzenlemeler yüzünden açlıktan ve vebadan perişan düşen halk Kutsal Pederin insan kisvesine bürünmüş şeytan olduğu sonucuna varmışa benziyor.