Gündökümü - Bir Uyumsuzun Notları 1 kitaplarını, Gündökümü - Bir Uyumsuzun Notları 1 sözleri ve alıntılarını, Gündökümü - Bir Uyumsuzun Notları 1 yazarlarını, Gündökümü - Bir Uyumsuzun Notları 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Pazar sabahları, hele hava güneşliyse, anlatılmaz bir dinginlikle başlar. Özellikle kentin kargaşasından uzak kırlık bölgelerde. Sokaklar sessizdir, gündelik gürültüler geç saatlere kadar erişmez.
Neden sonra, öğleye doğru, Pazarın o büyük kıstırılmışlık duygusu bastırır, çevremizdeki ılık koza yavaş yavaş dar gelmeye başlar. Üstelik dışardan çığırtkan bir kalabalık, kapımıza yüklenmektedir sanki.
Bu yüzden Pazarları, gazetelerin sürümü artar; her eve, ekler, mizah dergileri alınır fazladan. Her çaba, o ilk tekbaşınalığı uzatabilmek içindir.
Suyun içinde sallanır gibi geçirdim geceyi. Dışarda istasyonların sesleri, yol kıyısındaki evlerin ışıkları, sabaha doğru görünüp görünüp kaybolan deniz parçaları, bahçeler; çarşafların temizliği, serinliği...
Kimi zaman küçük ayrıntılar birleşip yeni bir tat oluşturuyorlar, daha önce bilmediğiniz bir tat. Mutluluk dedikleri bu kadar mı acaba? Bu kadarsa da yeter, yalnız sınırları bi linmeli.
Boğaz Köprüsü, arabayla geçerken, güzelliğiyle çarptı. Bir düş bağlantısı gibi incecik, kırılgan. Gereksizliği, lüksü, uğruna verilen savaş bile unutulabiliyor.
Biraz daha 'az güzel' olsaydı, böylesine kin duymazdım!
Dönüşte, yollar kalabalıktı. Pazar gününün kaçınılmaz bitiminde evlerine dönmek zorunda olanlar. Gün boyunca havalanmamış, ev kokmayan evler: yenilenmemiş eşya, unutulan ekmek-kıyma, dolaba sığmayan bir şişe, yemek pişirme telaşı; ufak sürtüşmelerden çıkan kırıcı tartışmalar; hafta başına hazırlanmanın umutsuzluğu; çanta yapan, boyuna azarlanan çocuklar; konuşacak şeyleri kalmamış, Pazar gününde bile umduğunu bulamamış karı-kocalar ve hepsinin üstünde uzlaştırıcı, sersemletici televizyon.
Günlerimi serseri bir mayın gibi oraya buraya çarparak harcıyorum. Yunus'un deyimiyle "dopdolu yay içinde". Boyuna öykü üstüne kafa yorarak, neler yapılabileceğini düşünerek. Sürekli bir "talepsiz arz"ı yaşayarak.