Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Günlerin Köpüğü
Boris VianEn Yeni Günlerin Köpüğü Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni Günlerin Köpüğü sözleri ve alıntılarını, en yeni Günlerin Köpüğü kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
7.210 üzerinden
Bu kitabın yorumlarını okurken birisi şey yazmıştı yanımızda taşımamız gereken bi kitapmış ajjdjshdjd hiç bu kadar anlamsız bi kitaba bu kadar anlam yüklendiğini görmemiştim bu kitabı okuyanlar ya çok seviyomuş ya da nefret ediyomuş. Abi bi duygu beslenecek bi kitap mı bu allah aşkına ya ne anlattığı belli değil. Aşk romanı yazıyo kitabın en tepesinde. Bu aşk romanıysa ben de dünyanın en romantik insanıyım:d sinirlerim bozuldu:d
Kitapla ilgili tek güzel şey kapağı sürrealist yazılmış okey ama amacı ne bu sürrealizmin? Yani bize ne anlatmak istiyor yazar? Bi hikaye var mı bu kitapta? Gerçekten anlayamıyorum bi de şey demişler bu kitap 2 günde yazıldı. Evet gerçekten 2 günde yazılmış saçmalamalara benziyor neyse ya çabuk ilerlediği için nefret bile edemedim kitaptan. Benimle diyıl kendisi sevenlere de hayatta başarılar diliyorum
Bu kitapta somut olan tek bir şey var: Aşk... Geri kalan her şey soyut...
Günlerin Köpüğü'nün kapağında yazan çağdaş aşk romanlarının en çarpıcısı yazısına ithafen duygusal bir aşk hikayesi okuyacağınızı düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Zira burada aşktan daha fantastik bir kurgu yer alıyor. Göğsünde açan nülüfer hastalığına tutulan Chloe, ona tutkun bir Colin, Jean-Sol Partre hayranı Chick, Chick'in Partre'sinin önüne bir türlü geçemeyen umutsuz Alice, değişik yemekler aşçısı Nicolas ve Isis. Hepsinin gözünden ayrı ayrı tat aldığımız fantasya dünyası...
Chloe'nin hastalığının ilerlemesiyle evin daralması, kararması, ve başka çiçeklerin bu hastalığı öldürme ihtimaline sarılış. Bence aşk en soyut ve güzel biçimde böyle anlatılırdı.
Bu eserde daha ne mi var? Konuşan fare, insan sıcaklığıyla oluşan silahlar, içki kokteyli hazırlayan piyano, atık sularından kan, irin akan bir hastane, ev ev dolaşan felaket tellalı ve birçokları.
Boris Vian, kuralların dışına çıkmış tüm anlatımı alt üst etmiş, soyutluk bulutu içerisinde bir gezintiye çıkarmış. Kitapta geçen yer ve mekan isimleri caz ve bluesa adanmış, her biri bu müzik türüne ithaf edilmiş.
Değişik bir kafada toplumu, aşkı, davranışları, hastalıkları ve meslekleri merak ediyorsanız, kalıpları kıralım derseniz, okuyun derim :)
Günlerin Köpüğü
Herkese Merhaba <3
Bugün Boris Vian ile tanışma kitabım olan “Günlerin Köpüğü” ile geldim.
Konusundan kısaca bahsetmem gerekirse;
Colin; Chloe adında çok güzel bir kıza aşık olur ve kısa sürede evlenirler. Evlendikten sonra Chloe hastalanır ve hayatları bir anda alt üst olur.
Chloe’nin göğsünde bir Nilüfer çiçeği vardır. Bu çiçeğin büyümemesi için Chloe günde sadece iki kaşık sıvı tüketmeli ve odasında sürekli başka çiçekler bulunmalıdır. Ama çiçekler çok pahalıdır ve Colin’in tüm mirası tükenmek üzeredir.
Kitapta Colin’in arkadaşı Chick üzerinden Jean Sol Partre (Jean Paul Sartre) ve hayranlarına da ağır bir eleştiri yapılmış. Chick bir yazara hayranlığı uğruna sevdiği kız Alise dahil herşeyini feda etmiş bir karakter. Boris Vian’a göre bu tarz hayranlıklar abartıdan başka bir şey değil. (Chick karakterini tanıdıktan sonra Boris Vian’a hak vermemek elde değil)
Vücut ısısına göre toprakta yetişen silahlar, bulutların içine girip şeffaflaşmak, ruh haline göre değişen ve daralan evler, çaldığın melodiye göre sana kokteyl hazırlayan piyanokokteyl, yürek sökücüler, yok ediciler…Müthiş bir hayal gücü…
Colin’in Chloe’ye duyduğu aşkın hem çok naif, hem çok gerçek hemde sanki gerçek olamayacak kadar büyülü bir tarafı vardı.. Ama bu kitap için yinede sadece aşk romanı demek Boris Vian’ın hayal gücüne haksızlık gibi geldi bana…
Farklı tarzda okuma yapmak isteyen herkese Boris Vian’ın büyülü dünyasını tavsiye ederim.
OKUYUN OKUTUN
Kitapla Kalın
Sevgiler <3
Gerçeküstü bir bakış açısıyla sadece iki günde yazılmış (bence) harika bir kitap. Aynı isimle 2013 yılında vizyona girmiş bir filmi de var. Yazarın uçsuz bucaksız bir hayal gücü var. Sizi de bu dünyada oradan oraya sürüklüyor resmen.
yazar, şair, eleştirmen, müzisyen, mühendis olan Fransız Edebiyatı’nın ünlü ismi Boris Vian’ın sıradan bir aşk romanı gibi başlayıp, çok derin bir eleştirel roman olmakla kalmayıp, dil kullanımı ile en üst düzeyde olan, güldürürken düşündüren, kara mizahın en güzel örneği bir başyapıt.
Bu kitabı o kadar çok seviyorum ki hakkında objektif bir yorum yapabileceğimden tam olarak emin olamıyorum.
Kitabın ismi beni her seferinde gülümsetiyor, kapaktaki çiçeği görmek de aynı gülümsemenin biraz buruklaşmasını sağlıyor ama yine de kitabı her elime aldığımda tatlı bir sis tarafından çevrelenmiş gibi hissediyorum. Caz müzikleriyle dolu
“Bir kaldırımın kenarına oturdu ve yine ağladı. Ağlamak onu çok rahatlattı, gözyaşları küçük bir çıtırtıyla dondu ve kaldırımın parlak graniti üstünde kırıldı.”
Colin, Chick, Chole, Alice, Nicolas,İsis.
Zengin, genç Colin bir gün katıldığı bir partide Chole’ye aşık olur. Duyguları karşılıklıdır ve çok zaman geçmeden evlenirler.
‘Sen plan yaparken kader gülermiş.’
İşler istedikleri gibi gitmez, mutlulukları kısa sürer, çünkü Chloe ciğerinde nilüfer olan hastalığa yakalanır. Bu hastalığın tek tedavisi etrafının sürekli taze çiçeklerle çevrili olmasıdır. Colin, Chloe'yi hayatta tutmak için tüm parasını çiçeklere harcamaya başlar.
Bir çok fedakarlıklar yapar.
-“Ayrıca Chloé’nin çevresine sürekli çiçekler koymak gerekir,” diye ekledi Colin, “diğer çiçeği korkutmak için…” İğrenç bitkinin adını söylemek istemedi.
-“Neden?” diye sordu Nicolas.
-“Çünkü açarsa,” dedi Colin, “başkaları da olacak. Ama çiçek açmasına izin vermeyeceğiz onun.”
Kitabı beğendim. Gayet güzeldi fakat abartıldığı kadar olmadığını düşünüyorum. Yada Kitabın üzerinde ‘Çağdaş Aşk Romanlarının En Çarpıcısı' yazısını görünce okuyan herkes beğenmek zorundaymış gibi hissediliyor olabilir. Size de öyle olmaz mı? Büyük şeyler hayal ettikten sonra daha sıradan bir hikaye okursunuz ve tahmin ettiğinizden, beklediğinizden farklı çıkar kitap.
İki günde yazılmış, birgün de okudum!
Kitabı, okuduğum en güzel aşk romanı diye tavsiye eden bir kitapseverin tavsiyesi üzerine alıp okudum. Öyle abartıldığı gibi çok büyük bir aşk romanı değil. Baştan aşağıya metafor kullanılmış, mizah ve hüzün içeren fantastik bir roman. Kitap çok akıcı zaten yazar iki günde yazmış ben de bir günde okudum. Yine kitabın başından sonuna kadar Duke Ellington'un şarkılarına atıfta bulunulmuş ancak romanın konusu ile pek bağdaştıramadığım için beni etkilemedi. Filmi yapılsa çok ilgi çeker diye düşünmüştüm zaten yapılmış, sanırım filmini izlemek daha keyifli olur.
Fransız yazar Boris Vian’ın 1945-46 yıllarında kısa bir sürede yazdığı Günlerin Köpüğü, edebiyat çevrelerince defalarca yorumlanmış, beğenilmiş, filmi, operası ve birçok tiyatro uyarlaması yapılmış kült bir eser. Çağdaş aşk romanlarının en çarpıcısı, bir başyapıt olarak bahsediliyor. Kahramanımız Colin, aşçısı Nicolas’la ve evcil faresiyle
Dramatik bir aşk kitabı. İnsanı hemen etkisi altına alıyor kitap. Yazarın harika bir hayal gücü var ek olarak üslubu ve güzelleme kullanması da çok hoşuma gitti. Kitabı okumadan önce filmini izlemiştim ama kitabı kesinlikle çok daha iyi bana göre. Öncelikle kitapta aşık olmak isteyen çalışmayan ama zengin bir adamın sonunda aşkı bulması fakat sevdiği kadının içinde büyüyen bir nilüfer çiçeği sonucu hastalığa yakalanması konu alınmış. Özellikle Chloé'nin hastalığı ilerledikçe evdeki eşyaların işlevini yitirmesi, odaların küçülmesi ve üzülen herkesin görünüşlerindeki değişim harika aktarılmış. Bunların yanı sıra Colin'in daha önce çalışmadığı hatta makinelerin yaptığı işleri insanların yapmasına karşı olduğu halde eşinin tedavisi için çalışıp para kazanmaya çalışması da çok etkileyiciydi. Her şeye rağmen eşinin yanında olması ve çabalaması hatta kendi doğrularının dahi ötesine geçmesi beni etkiledi. Hayal gücü ve estetik değerleri gelişmiş bir yazar kuşkusuz. Ben çok beğendim kitabı. Tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar.