Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması Sözleri ve Alıntıları
Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması sözleri ve alıntılarını, Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması kitap alıntılarını, Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Atatürk'ün naaşını taşımak üzere kur'a ile seçtiği 12 milletvekilinden biri olarak görevini yaparken hissettiklerini en güzel kendisi dile getirmiştir:
"Biliyor musun, bu ağaçtan kolunu tutarak taşıdığın tabutun içinde kim var? O insan mı? olamaz. O bir cihandı. Fezalara sığmamalıydı; nasıl bir soğuk mahfazanın içinde durabiliyor? Oraya niçin girdi, nasıl girdi? biliyor musun? bilemezsin. Anlıyamazsın. Sen bu muammayı çözemezsin. Önüne bak, işine bak. Taşı, o cihanı bu tabutun içinde belliyerek taşı!..
"Türk demokrasi tarihinin ilk kurbanı" Hasan Ali'nin tüm hayalleri duman olup gitti. Tabii O'nunkilerle beraber Atatürk'ünkiler de. Kırklı yılların sonunda Hasan Ali'ye saldıran kafalar, o aynı bilgisiz, gerici kafalar, şimdi bizzat Atatürk' e saldırmaya kadar getirdiler işi. Zaten Hasan Ali daha sağlığında Türkiye'deki mücadelenin politik uçlar veya etnik gruplar arasında değil, gericilikle ilericilik arasında cereyan etmekte olduğunu söylemişti.
(Popper'a göre) Özgürlük, özgürlüğü ortadan kaldıracak fikir ve uygulamalarla mücadele etmek zorundadır. Bu görüş, literatürde demokrasinin paradoksu diye bilinen soruna getirilmiş en açık çözümdür. Demokrasi, çoğunluğun egemenliği değildir. Zira çoğunluk gönül rızasıyla özgürlüğü tamamen lağvedip, azınlığı esarete mahkum edebilir. Popper'in işaret ettiği gibi, demokrasinin çoğunluğun idaresi şeklindeki yorumu irrasyonel bir ideolojinin, otoriter ve rölativist bir batıl inancın, insan gruplarının yanılamayacağı veya hakkaniyete karşı davranamayacağı fikrinin bir ürünüdür ve tabii ki kökten yanlıştır.
"Yobazlık bir zihniyettir; cemiyeti geride tutmak, kıpırdatmamak, değiştirmemek, bir kelimeyle yaşatmamak istiyen bir zihniyet. Hiç okuma-yazma bilmeyeninden tutunuz, elinde Garb üniversitelerinin diplomaları olanlara kadar her soydan, her boydan bu zihniyette insan görebilirsiniz . ... İstiklal Savaşında ve ondan sonra inkılap devresinde işte bu zihniyeti dış düşman dan daha tehlikeli gören gerçek milliyetçi ruh, ona hürriyet tanımamıştır.
Çünkü yobaz, hürriyetin baş düşmanıdır. Ona hürriyet vermek, hürriyeti öldürmeğe müsaade etmek demektir.
"10 Kasım 1938 günü saat 9'u beş geçe Dolmabahçe'de Türk'ü aydınlatan meş'ale Mustafa Kemal'in cansız elinden düştüğü zaman onu ilk kapan ve çok sevgili önderinin naaşının üzerinden tekrar göklere kaldıran Hasan Âli olmuştur."