Havva'nın Üç Kızı kitaplarını, Havva'nın Üç Kızı sözleri ve alıntılarını, Havva'nın Üç Kızı yazarlarını, Havva'nın Üç Kızı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Beynimizde, hafızanın sakladığı bir müzik kutusu var adeta- eski bir melodisini notalarını çalan, sırı dökülmüş bir müzik kutusu. Unutmak istemediğimiz ama hatırlamaya da cesaret edemediğimiz ne var ne yoksa buraya sağlanmıştı..
Tanrı hakkında bilgimiz son derece sınırlı olduğu halde ne kadar az insan kalkıp da "bilmiyorum" diyebiliyor. Etrafımız hep "çok bilen"le dolu. "Emin değilim, kararsızım, hâlâ arıyorum" diyen kimseye rastlamadım daha.
Bir tek ben varım galiba.
"Akıl iki çeşittir: Birincisi, kazanılan akıldır... Sen onu mektepte çocuk nasıl öğrenirse öyle öğrenirsin... Öbür Aklın kaynağı ise candadır... Sen çeşmeyi gönlünde ara!"
Düşünce ne tuhaftı aslında:
Anlar akıp gider, yürekler katılaşır, bedenler yaşlanır, yeminler unutulur ve en güçlü inançlar bile sarısılırken, yalandan ibaret olan bir fotoğraf hiç değişmeden kalabiliyordu, sonsuz bir sadakatle.
Halbuki ne ateşler vardı içinde. Söndürdü her birini elleriyle. Başkalarını uzlaştırayım, ortamı yarıştırayım diye kendinden uzaklaştı günbegün. Çocukken tam olarak çocuk, gençken tam olarak genç olamayacaktı bir türlü; hep yaşından fersah fersah önde.
Burjuva sofralarda onca kelam ikram.Sigar,sohbet,siyaset.Marka ayakkabılar ve marka elbiseler ,ama en önemlisi , tasarımcı elşnden çıkmış çantalar.Hemcinslerinin kılık kıyafet takıntısını bir türlü anlayamıyordu Peri.Bazı kadınlar çantalarını uzak diyarlarda savaş meydanlarında kazanılmış ganimetler gibi gururla taşıyorlardı.
Topluca akıl yitirme diye bir şey vardı. Kolektif bilinç kaybı. Eğer aynı halüsinasyonu yeterli sayıda göz görürse, artık halüsinasyon değil, hakikat sayılıyordu; eğer aynı acı gerçeğe yeterli sayıda insan gülümserse, acınası olmaktan çıkıp, komik bir şakaya dönüşüyordu.