Hayatı Aşkla Yaşamak
Yavuz BahadıroğluHayatı Aşkla Yaşamak Gönderileri
Hayatı Aşkla Yaşamak kitaplarını, Hayatı Aşkla Yaşamak sözleri ve alıntılarını, Hayatı Aşkla Yaşamak yazarlarını, Hayatı Aşkla Yaşamak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Peygamber-i Zişan Efendimiz buyuruyor ki: "Kalbinizde kimseye karşı kötü bir şey olmaksızın sabahlamaya ve akşamlamaya çalışın." -Tirmizi
Sevgi ikiye ayrılır:
1. Şartsız sevgi, (çıkarsız, içten pazarlıksız, yalın, düzeyli sevgi.)
2. Şartlı sevgi. (Şartların oluşmasına ve gelişmesine bağlı) Şartlı sevgiler kendi içinde ikiye ayrılırlar:
1. "Çünkü"lü sevgiler. (Seni seviyorum, çünkü güzelsin ... Çünkü zenginsin ... Çünkü meşhursun ... Çünkü sessizsin, v.s.)
2. "Eğer"li sevgiler. (Eğer bana ev alırsan ... Eğer bana araba alırsan ... Eğer bana kürk manto alırsan ... Eğer okulunu bitirip doktor olursan, vs.) Bunlar gerçek sevgi değildir. Gerçek sevgi "çünkü"süz, "eğer"siz sevgidir. Şartsız-şurtsuzdur. İnsanın yüreğinin ve beyninin ittifakıyla oluştuğu için içten pazarlıksızdır. Gerçek sevgi hiç bir menfaat beklemediği gibi, çoğu zaman sevilenden karşılık bile beklemez. Çünkü sevgi her anlamda fedakarlıktır.
Esas sevgi "rağmenli sevgi"dir. .. "Seni fakirliğine rağmen ... Seni işsiz olmana rağmen ... Seni aileme rağmen ... Hatta seni kendime rağmen seviyorum" diyebilmek ve bu tertemiz duyguyu yaşayabilmek...
Önemli olan böyle bir sevgiye ulaşmak, böyle bir aşkı paylaşmaktır. Ancak böyle bir sevgi ile mutluluğu yakalamak mümkündür. Şartlı sevgiler insanın başına sadece dert açar, mutlu etmez.
Dünya zaten büyük bir "imtihan salonu".Ya kazanacaksınız, ya kaybedeceksiniz.
Hayat yolu iniş çıkışlarla doludur.
Öyleyse mutluluk aradığımız yerde değil,. Yani dışımızda değil, içimizdedir.
İnsanın olduğu yerde dert bitmez.
Her şey göründüğü, ya da sanıldığı gibi değildir.
Biz bozulduk. Belki eskiye nispetle biraz daha varlıklı, ama biraz daha kolaycı, biraz daha rüşvetçi, biraz daha vurguncu, biraz daha vurdum duymaz, biraz daha kültürsüz, biraz daha sevgisiz, biraz daha meraksız, biraz daha korkak, ama alabildiğine köşe dönücü ve alabildiğine duyarsız insanlar haline geldik.
Çoğumuz "moda" tutkunu olduk. "Farklı" görünme hastalığı bizim de ruhumuzu avuçladı.
İyi olacağız. Ama salt "iyi" olmak yetmez, "aktif iyi" olacağız.
Kitap okumak insanı mutlu eder.
Ve... "Umut fakirin ekmeği" değil, umut başarının dinamosudur.
Umutlarınızı asla kaybetmeyin, daima yeşertin ve diriltin.
Sevmekten, ummaktan ve elinizden geleni yapmaktan asla vazgeçmeyin.
Sevgisiz hayat olmaz. Çünkü hata etmekten insanı koruyan sevgidir, hatayı bağışlatan da sevgidir.
Bediüzzaman'ın deyişiyle, hepimiz dünya denilen bir "Sefinei Rabbaniye=Allah'ın gemisi"ndeyiz. Ama kimimiz -yine Bediüzzaman'ın verdiği misalle- yükümüzü sırtımızdan indirip üzerine oturduk, rahatımıza bakıyoruz; kimimiz ise-belki gemiye, belki kaptana güvenemediğimizden yük sırtımızda seyahat ediyoruz. Sonuçta gemi aynı yere gidiyor. Gemiye olacaklar yükü sırtından indirenleri de, indirmeyenleri de aynı derecede etkileyecek. Çünkü bu işte belirleyici olan yolcular değil, geminin kaptanı olan Allah'tır.