Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hayatı Uzatmanın Sırları 2: Neyim Var? Ne Yapayım?

Osman Müftüoğlu

En Eski Hayatı Uzatmanın Sırları 2: Neyim Var? Ne Yapayım? Sözleri ve Alıntıları

En Eski Hayatı Uzatmanın Sırları 2: Neyim Var? Ne Yapayım? sözleri ve alıntılarını, en eski Hayatı Uzatmanın Sırları 2: Neyim Var? Ne Yapayım? kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Keyifle yediğiniz cipslerin, patates kızartmalarının, baklavaların kanınızı insülin hormonuyla doldurduğunu, bu hormonun vücudunuzdaki etkilerini bilirseniz, bir şeyleri değiştirmek. daha sağlıklı olmak için bir şansınız olur. Bu hormonun ileride sizi bir şeker hastası, hatta belki de kanser yapabileceğini bilseniz...
Ya da aldığınız kiloların, bel çevrenizin giderek genişlemesinin sadece estetik bir sorun olmadığını, o muhteşem yaradılışın imdat çağrıları olduğunu bir anlasanız.
Reklam
Ben bilginin ağzınızdaki o cipsi tatsızlaştırma, baklava dilimini acılaştırma gücüne inanıyorum. İnanmak istiyorum.
Her zaman, her yaşta yaşam tarzınızda değişiklikler yaparak daha sağlıklı, daha zinde bir insan olabilirsiniz. Sağlık içi boş bir kelime değil. Sağlıklı olmak size yaşamın içini güzel anlarla doldurma şansı verir. Sağlıklı olmak, güne dinç ve zinde başlamak, yaşamdan keyif almak, dostlarınız, sevgiliniz, eşiniz, çocuklarınız ve torunlarınızla güzel vakitler geçirmek yaşamı zenginleştirir, ona anlam ve değer katar.
Seneler boyunca birçok hastam sayesinde, birçok farklı yaşama dokundum. Ve beni en çok üzen nedir biliyor musunuz? Bütün çıkışları kaçırıp, artık dönülemeyecek bir noktaya gelindiğinde yaşanan o pişmanlık! Hem de daha sağlıklı beslenerek, biraz yürüyüş yaparak büyük fark yaratmak mümkünken ya da vücu dunuzun yardım çağrılarına kulak verip önlem almak varken.
İlaçlar doğru yerde, doğru zamanda ve doğru hastaya verildiklerinde hayat kurtarır. Ama bu ilaçlar tembel bir yaşam tarzının, kötü bir beslenme düzeninin yarattığı sağlık sorunlarının üstünü örtmek, tozları halının altına süpürmek için kullanılmamalı. İlaçlarla bastırılan, üstü örtülen sağlık problemleri er ya da geç sizi bulur. Hem de artık geri dönüşün, tamirin mümkün olmadığı bir noktada...
Reklam
Çok kötü bir alışkanlığımız var: İlaç içmeye bayılıyoruz! Bir eczaneye girdiğinde şekerci dükkânına girmiş bir çocuk gibi gözleri parlayan insanlar tanıyorum. Annelerin, çocuklarına faydalı olacağını düşündükleri gıdaları yedirirken "İlaç niyetine yavrum!" dedikleri başka bir ülke var mıdır acaba? Hiç sanmıyorum!
Başımız biraz ağrıdığında hemen bir ağrı kesici alıyoruz. Antidepre sana başlamak için bir uzmana bile ihtiyaç duymuyoruz. Morali bozuk bir arkadaşa iyi gelmiş bir ilacı satın alıp içmeye başlıyoruz. Oysa ilaçlar kimyasal ve yapay maddelerdir. Adeta iki ucu keskin bıçaktır: İlaçların faydaları olduğu kadar her kimyasal madde gibi toksik etkileri de olabilir. Kimine iyi gelen bir ilaç başkasında ciddi reaksiyonlara neden olabilir. Kısacası, ilaçlar doğru kullanıldığında hayat kurtarırken, gelişigüzel alındıklarında sağlık için önemli bir risk oluşturabilirler.
Öncelikle fazla ilaç tüketmenin bizi daha sağlıklı bir toplum yapmadığını belirtmekte fayda var. Tersine, ilaç tüketimi arttıkça, sağlık harcamalarında ilaca ayrılan pay büyüdükçe, hastalıklar azalacağı yerde artıyor. Bunun nedeni çok basit. Sağlığa ayrılan ekonomik kaynakların büyük kısmı ilaç için harcandığında koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan para azalmaya başlıyor. Dolayısıyla, sağlığı korumaya değil, hastalıkları tedavi etmeye endeksli bir toplum modeli ortaya çıkıyor. Dahası ilaç kullanımı arttıkça ilaç reaksiyonlarına bağlı sağlık sorunlarında da patlama yaşanıyor. Böbrek, karaciğer yetmezliği hastalarının sayısı gün geçtikçe artıyor. Bunun ardında yatan başlıca nedenin bilinçsiz ilaç tüketimi olduğunu biliyor muydunuz?
Trafik polisleri alkol kontrolü yapıyor ama, kazalar söz konusu olduğunda bazı depresyon ilaçları alkolden daha büyük bir risk taşıyor ve bu ilaçları kullanırken araba kullanan yüzlerce hasta var.
26 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.