Bilim/Felsefe açısından ciddi anlamda bilgi yüklü bir kitap. Popüler bilim kitabı gibi yüzeysel anlatmaktan ziyade, bilim insanı ve düşünürlerin çalışma ve fikirlerini ayrıntılı olarak anlatmaya çalışmış yazar. Kitabın metodolojisi de anlamayı kolaylaştıracak tarzda oluşturulmuş. Tabi içeriği itibariyle düşünerek okumayı gerektirdiği için yavaş ilerleyor. Içerik derinliğinin yanında, anlatımda dilimizdeki nadir kullanılan kelimelerin seçilmesi de yavaş ilerlemesine katkıda bulunuyor diyebilirim. Bilim/Felsefe'nin babası olarak niteleyebileceğimiz Aristotales'ten günümüze, yaşadığı zamanda çığır açmış ve şimdi dahi bilim camiasında konuşulan, ibn Miskeveyh,Galile, Darwin gibi Bilim/Felsefe insanlarının fikirler ve çalışmalarını temel olarak anlatmaya çalışmış. Bu düşünceleri müteakiben yazarın kendince çıkarımları da yer almakta. Kesinlikle bir oturuşta bitmeyecek, tekrar tekrar okumayı gerektiren, düşündüren bir kitap. Felsefe/Bilim alanında okumaları seviyorsanız kaçırmamanızı öneririm.
Yaşama mücâdelesi ve temel geçim derdi yüzünden alavereyi düşünüp taşınacak vakfı ve fırsatı olmaz. Bunalmaz. Bunalmanın asıl sebebi, emeksizliktir; kişinin üretmemesi yahut ürettiğine uzak kalmasıdır. İnsan, kendini ürettiğinde bulur. Onunla kimliğini inşâ eder. Üretmeyen yahut ürüne Irak kalan, özüne yabancılaşır.
“Hâlis insan, geçmişini duyup düşünen, aslını esâsını özleyen, bundan dolayı özlerini arayan, araştıran varlıktır. Şimdiburadaolmayan bir duruma, değere, olaya akıl yoran aşkın akıl varlığıdır.”
“[...] insan, ne görünür dirimsel varolanın ne de metafizik hakıkat âleminin tekelinde anlaşılmalıdır. Bizleri, haddızâtında, söz konusu iki ters uca sevkeden onun görünürdeki hayat tecrübesidir. Buna, güldürüsü ve ağlatısıyla, hayatın 𝑑𝑟𝑎𝑚𝑎sı denir.” *
Toplumunun içine doğan beşer yavrusu, gördüğü eğitim aracılığıyla yalınkat canlı olmaktan uzaklaşıp insanlaşır. İnsanlaşma, bir toplum-kültür-dil sürecidir. Maddi - dirimsel olandan farklı olarak toplum-kültür-dil süreci manevidir.