Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Geleneksel Sanat Felsefesi Okumaları

Her İnsan Bir Sanatçıdır

Kolektif

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Şehir, ilâhî bir aslı izleyen ressamlar tarafından çizilmedikçe asla mutlu olamaz."
Hakîkat arayışı bir icat değildir; o, var olanı arayıştır. Bütün güzel fiiller, sadece amaçlara götüren araçlardır; söz konusu fiiller kendilerinde amaç değildir. Sadece güzel olan kendinde amaçtır ve sadece güzellik hep yenidir. Güzel olan şey görüldüğünde hoşa gider ve güzel olanı gören ve hoşlanan zihindir [yani, ruhtur]. Akıl ve iradeden oluşan zihin, güzeli görür ve güzelden hoşlanır. Bu, doğru ve iyinin bileşimi olan güzeldir.
Reklam
Hiçbir sanat felsefesi, yalnız teoride doğru olma lüksüne sahip değildir. Bilakis, her sanat felsefesi pratikte de doğru olmalıdır. Her iki düzlemde de doğru olmayı talep etmeyen bir sanat felsefesinin ne anlamı olabilir? Meselenin bütün zorlukları işte bu son aslî zorunlulukta yatmaktadır. Her sanat felsefesi, bir sanatçı varsaymalıdır; bütün sanı ilk olarak sanatçıda ortaya çıktığından, sanatçı ve sanat eserinin “yapıcısı” olarak insanın tabiatını hesaba katmalıdır. Ancak bu takdirde böyle bir felsefe, sanatın kendisiyle icra edildiği ameliyeyi hesaba katabilecektir.
Platon’un öğretisini daha bildik kelimelerle ifade edecek olursak, şöyle diyebiliriz: “İnsanın sadece ekmekle değil, bilakis Tanrı’nın her sözü ile... gökten gelen ekmekle yaşayacağı yazılmıştır?“ Yani insan sadece [yol, su, elektrik gibi] hizmetlerle değil, aynı zamanda “ilâhî gerçeklikler” ile ve kendileri ile sağlıklı sanat eserlerinin oluşturulduğu, böylece o eserlerin de yaşayıp konuşabildiğî “illet/sebep konumundaki güzellik” ile yaşar.
Neredeyse her şeyin sanat ve herkesin sanatçi olabildiği bir zamanda ne "sanat" ne de "sanatçı" kelimesinin bir anlamı kalır.
Reklam
..Burada da insanlar, “çağımızın ruhunu yansıtıyor” dedikleri her şeyi “gerçekçi” ve “samimi” olarak isimlendirme hakkını kendilerinde görmektedirler; söz konusu çağ da, işaret ettikleri gerçekliğin artık kendisinden kaçamayacakları sahte bir dünyadan ibaret olduğu bir zamandır. Onlar bu acizlikten bir erdem çıkarıyor ve ardından her normal insana has ahenge olan aslî ihtiyaca, tahkir maksadıyla “romantizm” veya “nostalji” yaftasını yapıştırıyorlar. Ultramodern müzik -örneğin elektronik müzik- müzik tanımına giren her şeyin tahkirine dayanır. Gerekli değişiklikler yapılarak, benzer bir durumun şiir sanatıyla ilgili olarak da geçerli olduğu söylenebilir: Şiir sanatı, bedbahtça tasarlanmış ve şiirin temelindeki ilkeyi çiğneyen bir sesler sisteminden ibaret hâle gelmektedir. “Sıfırdan başlamak”, yeni ilkeler, yeni temeller ve yeni yapılar icat etmek için bu yüzlerce veya binlerce yılı “bütünüyle süpürüp atma” çocuksu çılgınlığının haklı bir tarafı yoktur; çünkü böyle bir icat, özü itibariyle anlamsız olmakla kalmayıp herhangi bir yaratıcı samimiyetle uzlaştırılamaz da.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.