Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahlaki-Hissi ve Hüzn-engiz Bir Sergüzeşt

Hicran

Ayanzade Namık Ekrem

Hicran Hakkında

Hicran konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
7/10
2 Kişi
11
Okunma
2
Beğeni
411
Görüntülenme

Hakkında

Ayanzade Namık Ekrem’in 1899’da kaleme aldığı manzum romanı Hicran, Osmanlı edebiyatında mesneviden romana geçişin, iki tür arasındaki sürekliliğin bir temsilcisidir. Hicran, yazım tekniği olarak büyük oranda manzum olsa da, anlatıcının değişimi, monologlar, yer yer tiyatroya dönen biçimi ve ara başlık kullanımıyla da dönemine göre benzersiz bir okuma sunuyor. Okurlar için dönemin ilişkileri, yaşam tarzı hakkında fikirler veren Hicran romanı, açıklamalı orijinal metin ve günümüz Türkçesi bir arada ilk kez okur karşısına çıkıyor.
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 18 dk.Sayfa Sayısı: 152Basım Tarihi: 1 Temmuz 2021Yayınevi: Ketebe Yayınları
ISBN: 9786257587327Ülke: TürkiyeDil: Türkçe
Türler:
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 83.3
Erkek% 16.7
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Ayanzade Namık Ekrem
Ayanzade Namık EkremYazar · 1 kitap
Namık Ekrem, Kerkük'ten gelerek Birecik’e yerleşen bir ailenin çocuğu olan Âyanzade Mehmet Sürûri Efendi ile Birecik eşrafından Şeyh Hacı Kâmil Ağa’nın kızı Hâfize Hanımın çocuğu olarak 1878’de Şanlıurfa Birecik’te dünyaya geldi. Asıl adı Mehmet Ekrem’dir. Âyanzade Mehmet Sürûri Efendi’nin torunları soyadı kanunundan sonra Sürer soyadını aldı. 1895’te Birecik Rüşdiyesi’nden mezun olduktan sonra Halep İdâdisi’ne devam etti. Mühendishane Mektebi’nde başladığı yükseköğrenimini Darülmuallimîn-i Âliye’de tamamladı. Makriköy (Bakırköy) ve Mercan başta olmak üzere pek çok lisede matematik öğretmenliği yaptı. 6 Ağustos 1909’dan sonra Birecik’te İttihat ve Terakki Külüpleri ile temasa geçti. Yeni Yazı adıyla çıkardığı gazetesinde dönemin politik tutumuyla da uyuşan yazılar kaleme aldı. Erzurum, Van ve Bitlis’te maarif müfettişi olarak görev yaptı. 1914’te Kerkük İdâdi Mektebi Müdürlüğüne atandı ve bu görevdeyken yakalandığı tifo dolayısıyla 1917’de öldü. Mezarı Kerkük Ali Paşa Camii mezarlığındadır.