Attila Şenkon, 40 yıl arayla cereyan eden ancak birbirine paralel ilerleyen bağlantılı iki ayrı hikâyeyi dönüşümlü olarak anlattığı romanının sağdaki sayfalarında; 1976 yılında ünlü şair Hüsrev Pertev'e ve ona yaşlılık döneminde 10 yıl boyunca refakat eden Ekrem'e odaklanarak iki can yoldaşının edebiyatla, sanatla, şiirle dolu ilişkisini işlerken, soldaki sayfalarında ise 2016 yılında çoktan ölmüş olan şairin eşyaları arasında bulunan ajandadaki basılmamış romanın editoryal çalışmasını yapan Sema'nın hikâyesini anlatıyor. Sema ünlü şairin bu gizli kalmış romanını inceledikçe beklenmedik ilginç sürprizlerle karşılaşıyor ve okurlar da kendilerini onunla beraber çıktıkları yolculukta son derece keyifli, merak uyandırıcı bir edebiyat araştırmasının içinde buluyor. Şenkon'un dönüşümlü olarak geçmiş ve gelecek arasında sürekli gidip geldiği bu çift katmanlı hikâye, aynı zamanda okura yayımcılık dünyasının cilveleri ve editoryal çalışmaların arka planı konusunda çok şeyler anlatıyor. Tek kelime ile bir başyapıt.