Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Halk İslamında Senkretizm

Hurafeler ve Mitler

Süreyya Su

Hurafeler ve Mitler Gönderileri

Hurafeler ve Mitler kitaplarını, Hurafeler ve Mitler sözleri ve alıntılarını, Hurafeler ve Mitler yazarlarını, Hurafeler ve Mitler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanlık tarihinin kolektif kavrayışının açığa vurulduğu hayali geçmişi meydana getiren şey ırkçılıktır. Bu nedenle, ırkçılık bütün milliyetçiliklerde ya da onların tarihlerinin her anında belirgin değilse de, kurulabilmeleri için gerekli bir eğilimi temsil etmektedir. Dolayısıyla, ırkçılık milliyetçiliğin bir "dışavurumu" değil, ona bir ektir; milliyetçiliğe oranla aşırıdır, ama onun inşası için her zaman gereklidir.
“Saf kültür" fikri sadece bir ideal olabilir, fakat aynı zamanda "saf ırk" fikri gibi tehlikeli bir potansiyeli barındırmaktadır. “Gerçek din" fikri de aynı gerilim hattında bulunur.
Reklam
İslâm Türkler arasında yayılırken, İslâm öncesi gelenek ve kavrayışlar uzun süre yaşamaya devam etmiştir. Bu nedenle, göçebe ve kırsal halk arasında kabul gördüğü haliyle İslâm, eski Türk inançlarının derin izlerini taşır. Türkler yüzyıllar boyunca birçok dine inandılar. Bu değişiklikler esnasında bir önceki din yenisinin gelmesiyle tamamen ortadan kalkmadı; çoğu defa kendini yeni dinin kalıplarına uydurarak varlığını sürdürdü. Müslümanlık öncesine ait tabiat kültü, atalar kültü, Şamanizm, Budizm, Zerdüştlük, Mazdeizm gibi çeşitli dinlerden gelen motiflere özellikle Alevi- Bektaşi menakıbnamelerinde sıkça rastlanır. İslâmın Anadolu'da Türk toplulukları arasında aldığı bir şekil olan Alevilik ve Bektaşilik, çeşitli inançları bünyesinde toplamış senkretik bir inanç geleneğidir. Alevi-Bektaşi inancında önemli yer tutan, tenasüh, hulul, şekil değiştirme, ateş kültü gibi unsurların büyük kısmı Budizm, Zerdüştlük, Maniheizm ve Mazdeizmde köken alan senkretik motiflerdir. Bunlar, tarihten günümüze taşınarak, Alevi-Bektaşi topluluklarının inanç sistemlerinde en az eski Türk inançları veya Şamanizm kökenli motifler kadar yer tutmuşlardır. Hatta bunların bazıları, Alevi-Bektaşilikteki kadar olmasa da Sünni topluluklarda bile korunmuştur. Aradaki tek fark, Alevilik-Bektaşiliğin, bu İslâm öncesi inanç motiflerini daha canlı sürdürmesidir.
Senkretizm, uzun zamandır teoloji ve dinler tarihi terminolojisinde yer alan bir terim olmakla beraber, (özellikle simgesel antropolojinin katkılarıyla) antropolojide ve diğer kültürel çalışmalarda sıkça işlenmeye başlamıştır. Bu çalışmalarda kültürel etkileşim ve göç olgusu bağlamında konu edilen bir takım kült, sembol ve ritüeller doğrudan senkretizm kavramıyla ilgili olup, Türk Müslümanlığı bağlamında Hızır-îlyas, Hacı Bektaş, Cem törenleri ilk akla gelen örnekleri oluşturur. Dinsel etkileşim süreçleriyle ilgili bir kavram olan senkretizm, Türkçe'de "bağdaştırmacılık" olarak karşılanmakta ve farklı yaklaşımlara göre değişen anlamlar kazanmaktadır. Genel olarak "karışmış" veya "melez" olanı ifade etmekte ve farklı kültürlere ait bir takım sembol, söylem veya kültlerin yeni bir kültür potasında eritilip yeni bir "almaşık" oluşturması anlamına gelmektedir.
Türk Müslümanlığı, geçmişinde durmadan yer değiştiren, çok çeşitli dinlere ve kültür çevrelerine girip çıkmış ve bunların hepsinden bir takım etkiler almış bulunan Türkler arasında İslamın kabulünden sonra, Orta Asya'dan Balkanlar'a kadar uzanan bir coğrafyada, tarihsel süreç içinde İslamın hayata geçerken aldığı özgün bir görünümünü temsil eder. İslâm Arap yarımadasından çıkarak yayıldığı yerlerde değişik kültürlerle temas ettikten sonra, bu kültürlerin içinden gelip İslama dahil olan muhtelif toplumların sosyo-ekonomik yapılarına uygun yorum ve uygulamalara konu olmuştur. İslamın temel ilkelerinin yorumunda ve hayata geçirilişinde esas itibariyle bir takım farklarla beraber, her İslâm toplumu kendi kültürel özelliklerine göre bir İslâmı yaşayış tarzı, başka deyişle bir İslâmi kültür geliştirmiştir. Vahyin zaman ve mekân içerisinde hayata geçerken kültürleşen biçimleri birer Müslümanlık oluşturur.
Evrensel dinlerin kitlelere uymamasının başlıca nedeni eski din ve inanç biçimlerinin kitleler üzerinde sağlam bir etki bırakmış olmasıdır. Kitlelerin bu eskiye bağlılık eğiliminin sonucunda, onların, yeni bir dine geçmiş, yeni bir evrensel dini kabul etmiş olsalar da, eski dinlerindeki birçok inanç ve âdeti yüzyıllar sonra bile devam ettirdiklerini görürüz. Halk inancında ve özellikle tarikatlarda, Türklerin daha Orta Asya'da yaşarken bağlı oldukları bir takım din ve inançları ve bunlardan kalan âdet ve uygulamaları bugüne kadar sürdürdükleri, bir takım tarihsel, sosyolojik ve antropolojik araştırma sonucunda tespit edilmiştir.
Reklam
Her İslâm toplumunda, dinsel yazılı kaynakları denetleyenlerin oluşturduğu bir yüksek İslâm ile genellikle şifahi geleneği takip eden çevre ve halk kesiminin oluşturduğu popüler İslâm ayrımından söz edebiliriz. Yüksek İslâm esas olarak medrese ve camilerde oluşturulurken, popüler İslâm bir takım yerleşik mitler ve kültlerle dinî unsurları bağdaştıran mutasavvıflar ya da gizemli aracılar tarafından oluşturulur. Dolayısıyla, yüksek İslâm ve popüler İslâm ayrımı, kentsel seçkinlerin resmî eğitime dayalı gelenekleri ile çevre halkın çoğunlukla heterodoks ve genellikle şifahi eğitime dayalı gelenekleri arasındaki farklılığı belirtmektedir. Ayrıca yüksek islâm ve popüler İslâm ayrımı, Müslüman toplumun dikey farklılaşmasına işaret ederken, Müslüman toplumun birbirini tamamlayan iki yönüne karşılık gelmektedir.
216 syf.
5/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Öncelikle eserin dinsel bir mahiyette yazılmadığını, sosyolojik, kısmen de tarihsel bir çalışma olduğunu belirtmek gerekir. İnceleme yaptığı konulara bakış açısı derinlemesine olmaktan ziyade, üstünkörü ifade edilmiştir. Konuya değinilmiş dersek daha doğru ifade etmiş oluruz. Zira esere adını vermesine rağmen mitsel tek veri sunmamış, hiçbir Türk
Hurafeler ve Mitler
Hurafeler ve MitlerSüreyya Su · İletişim Yayıncılık · 20119 okunma
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.