Hz. Adem - Fusûsu'l-Hikem 1
Cemâlnur SargutHz. Adem - Fusûsu'l-Hikem 1 Sözleri ve Alıntıları
Hz. Adem - Fusûsu'l-Hikem 1 sözleri ve alıntılarını, Hz. Adem - Fusûsu'l-Hikem 1 kitap alıntılarını, Hz. Adem - Fusûsu'l-Hikem 1 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Âdem her devrin Âdem’idir.Her devirde gelen Allah sevgilisi, Âdem’in hakîkatini taşır.
Sayfa 62Kitabı okudu
Ken'an er-Rifaî hz: '' ben nefsimle var olduğum iddiasında isem canlı değil ölüyüm. Şayet yalnız Allah 'In var olduğunu idrak ediyorsam nefsimin esaretinden kurtulmuşum demektir. Eğer bu vîran Allah vücutta lütfedip tecelli ederse, vücudum di ilir ve canım vücut kesilir.
Demekki benliği, nefsi, aşk ile yıkmak gerek. Vücudu vîran edip güneşin (Allah' In nuru) bütün ışınlarıyla o vücuda sirayetini sağlamak gerek.
Yüce Allah Im beni ezelî canlı olarak istiyorsan (nasibim varsa) niyaz ettiğim bu hale beni kavuştur. ''
Secde emri geldiğinde bir kısım melekler hemen secde ettiler. Bu şer'i secdedir ki görmeden anlamadan sadece sevgilinin emrine uymak demektir. Başını kaldırıp Âdem ' de hakikat nurunu görenler, ellerinde olmadan ikinci secdeyi yaptılar. Bu da görmenin secdesidir. Namazdaki iki secdenin manası budur. Kabe' nin içinde 3. Bir secde yapılır ki, bu ise '' her nereye dönsem Allah 'In vechi oradadır'' ayetinin zuhur ettiği secdedir, yani görünecek ve bilinecek bir şey kalmamış, her yer Allah kesilmiştir.
Kim olduğunu öğrenmek mi istiyorsun? Allah ' ı ne kadar tanıdığına ne istediğine bak! Dünya ile ilgiliye isteklerin, sen yoksun. Zira, insanlık makamına erişemeyip sadece yiyip içen beşerden ibaretsin.
Kendi iç aleminde dolaşmalı ve kendini bilmeye çalışmalısın. Bundan başka bir şeyi bilmenin sana faydası olmaz., senin için lazım olan ve seninle ilgisi bulunan şey, kendini bilmendir. Geri kalan şeyleri bilmek, başkaları için zahmet, ızdırap ve dert çekmeye benzer.,bu çektiğin ızdırabın sana hiç bir faydası olmayacaktır. Kendini tamamen tanıdıktan sonra, Tanrı ' ya erişirsin. Zira' son varılacak hedef Tanrı 'nın huzurudur' Necm, 42
Esma ilminin (ilahi isimlerin bilgisi) Allah tarafından Âdem'e öğretildiği bilinmektedir. Burada öğretmekten maksat Âdem ' de o isimlerin tek tek tecelli etmesidir. Ama zâtîdrak edip bilmek Hz. Mustafâ' ya nasip olmuştur.
Demekki bütün Nebiler, isim ilminden (Adem den) zat ilmine geçişte ortaya çıkmıştır.
Allah'ın varlık aleminde kendi hakikatini görmeyi ve bu görüşle kendi sırrını kendinde açıklamayı irade etmesi yaratılışın sebebidir.
Iki kaşın arasında çekti hatt-ı istiva
Alleme'l-esma'yı ta'lim etti ol hattan Hüda
İki kaşın arasına Düz bir hat çekti
Allah Teâlâ bütün isimleri öğretti o düz çizgiden
Zât-ı ilme Mustafâ, esmâya Âdem'dir emin
İkisinden zahir olmuştur ulûm-i enbiyâ
Resûlullah (s.a.s) Allah Teâlâ 'nın zâtî ilmine, Âdem (a.s) isimlerine mazhardır.
Kamil insan amaçta ilk, yarafılışta sondur.. Örn: bir şeftali yetiştirmek istediğimizde onun çekirdeğini toprağa gömeriz. Çekirdeği şeftalinin hakikati olarak düşünürsek, hakikat ancak toprağa gömüldüğünde yani tavazu yokluk içinde zuhur eder. Ağaç haline gelir ve yapraklar ortaya çıkar. Ama kemalin ortaya çıkışı şeftali iledir ve içinde aynı çekirdek vardır. Görülüyor ki Adem adı ile başlayan zuhur, Muhammed adı ile kemale ermiştir.