Korkunç kapaklarına ve aynı derecede korkunç isimlerine rağmen en sevdiklerinden olan serinin 4.kitabı ile geldim. Şunu belirtmem lazım ki serinin başından beri en az sevdiklerim vampir kardeşler oldu. En çok sevdiklerim ise kurt adamlar Sevmedim değil ama diğerleri kadar sevmedim. Yoksa piyasadaki birçok kitaptan yine de daha güzeller.
Hemen geçelim kitabımıza;
Geçtiğimiz yüzyıl yaşamış en unlu balerinlerden biri,
Néomi Laress...
Bir aşk cinayetine kurban gidiyor. Ama yaşamaktan vazgeçmek istemediği için ruhu yaşadığı evde kalıyor. Kimse onu göremese de o herkesi görüyor ve hissetmeye devam ediyor. Ev artık bir harabe haline geldiği ve hayaletli(!) olduğu iddaa edildiğinden kimse artık gelmez oluyor ta kii .. Abilerine öfkesi yüzyıllardır süren Conrad Wroth zorla buraya kapatilana kadar. Kırmızı gözlü,yakışıklı ve gerçek kötülerden bir vampir.. Insan kanıyla beslendiginden gözleri kıpkırmızı. Abileri kan içmediği takdirde kardeşlerinin normale döneceği düşünüyor. Conrad hem açlıkla hem de kendisinden başka kimsenin göremediği hayaletle başetmek zorunda. Ama bir hayalete bağlanmak ne kadar mantıklı? Bu nasıl bir ilişki? Hepsini okuyarak öğrenmek durumundasınız
Yazarın türleri karıştırmasını çok seviyorum. En olmadık kişilerin birbirine bağlanmaları ise çok eğlenceli oluyor vampirler, kurt adamlar, hayaletler, iblisler, Valkyrieler.. yok yok bu seride
Hâlâ okumadıysanız kesinlikle şans verin bu seriye. Tabi kapaklarına ve isimlerine karşı önyargınızı yenmelisiniz. Eğer okursanız kesinlikle keyif alacağınıza eminim.