İlkçağ Felsefe Tarihi 1 kitaplarını, İlkçağ Felsefe Tarihi 1 sözleri ve alıntılarını, İlkçağ Felsefe Tarihi 1 yazarlarını, İlkçağ Felsefe Tarihi 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Başka deyişle bu felsefenin kozmogonileri, daha önceki mitlerin bir yeniden ele alınması ve devam ettirilmesinden başka bir şey değildir. Bu dönemde kendini gösteren doğa filozofunun kendisi de daha önceki dönemde varolan kahin-şair-peygamber tipinin devamından başka bir şey değildir.Bu bağlamda olmak üzere Cornford Yunan entelektüel tarihinin başlangıçlarında ortaya çıkan ve kişiliklerinde aynı zamanda esinlenmiş peygamber, şair, müzisyen, kahin, sihirbaz çizgilerini birleştiren, benzerine çağımızda Kuzey Asya topluluklarında rastlanan bir tür insanın, daha sonra şair, kahin ve bilge olarak üç ayrı insan tipine ayrıştığını, filozofun işte bu üçüncü tipi temsil ettiğini söylemektedir. Bu üç tip arasındaki ilişkilerin Yunan entelektüel tarihi boyunca bazen uzlaşma, daha çoğu zaman ise bir çatışma şeklinde cereyan ettiğini düşünmektedir. Bu bağlamda olmak üzere şairin geçmiş, kahinin gelecek, filozofun ise zaman-dışı olanı konu alması bakımından aralarında bir işbölümünden bahsedilmesi mümkün olmakla birlikte, onların zaman zaman birbirlerinin alanlarına girmiş ve problemleriyle ilgilenmiş oldukları da ortaya çıkmaktadır. Bu arada filozof zaman-dışı, ezeli-ebedi, ölümsüz gerçeği aramak, onunla tanrısal esinlenmeye, vahye dayanan bir yolla ilişki kurmak ve düşüncelerini de şiir, aforizma, mitos olarak dile getirmek özelliklerini kazanmıştır
Doğa Filozofları (Physikoi) Tanrı ile doğayı birbirine özdeş kılmakta ve insan için en yüksek bilgeliği onun dünyadaki yerini bilmesinde ve Bütün'ün yasasını kabul etmesinde yattığını görmekteydiler.
Yunan felsefe tarihi, özellikle Aristoteles üzerine yapmış olduğu önemli çalışmalarıyla tanınan Jaeger, 1947 yılında yayınlamış olduğu İlk Yunan Filozoflarının Teolojisi adlı yine çok ünlü kitabında Sokrates öncesi dönem filozoflarını çağdaş doğa biliminin öncüleri olarak gören ve onlarla birlikte Yunan dünyasında dinsel kaygılardan kesin bir uzaktaşmanın ortaya çıktığını ve dünyanın doğal-laik bir açıklamasının verildiğini ileri süren görüşü reddederek' onların hem filozof, hem teolog olduklarını, bugün bizim için mevcut olan din, felsefe ve bilim arasındaki ayrımın onlarda varolmadığını, orijinalliklerini meydana getiren şeyin de onların özellikle geleneksel dinin artık cevap vermediği dinsel taleplere deneysel ve akılsal malzemeyi kullanmak suretiyle cevap vermeleri olduğunu söylemiştir.
Bu problemierin en önemlileri şunlardır: Bu felsefenin yapısı, özelliği nedir? Onunla diğer entelektüel- kültürel faaliyet alanları, örneğin Yunan mitolojisi, Yunan dini düşüncesi, Yunan bilimi arasındaki ilişkiler nasıl seyretmiştir? O ne ölçüde gerçekten dinden veya mi tolojiden bağımsız bir düşünce olarak ortaya çıkmıştır? Yunan felsefesinin genel olarak bütünü, özel olarak başlangıçları ile Yunanistan'da ki sosyal-siyasal gelişmeler arasındaki ilişkiler nasıl olmuştur?
Yani hala her şey Yunan felsefesiyle başladı diyebiliriz
Hint dünyasında ortaya çıkmış ve temsilcileri hakkında yeterli bilgilere sahip olduğumuz gerçek anlamda felsefe sistemlerinin tarihsel bakımdan Yunan felsefesinin başlangıçlarından önce değil, daha sonra ortaya çıktıkları görülmektedir. Hatta Hintlilerin, düşüncelerine bizzat felsefe kavramının kendilerine derinden bağlı olduğunu bildiğimiz sistemlilik ve düzenlilik özelliklerini ancak Yunan felsefesiyle temas ettikten sonra ve onun etkisiyle kazandırdıklarını söylemek mümkündür.