Yavşak olmak, yani mertliğin karşıtı olarak laçka karakter göstermek; yavşakizm, yani zekayı ve bilgiyi aptalca ve düzeysiz zevkler için kullanmak, küçük çıkarlar için kaypaklık etmek.
Zengin kızı... Güzel... İyi okullarda okumuş, fakat boş kafalı ve şımarık. İyi okulları bitirdikleri için her bir naneyi bilir bunlar. Yığınla kitap devirmiştir. Hatta arkadaşlarıyla yarış içindedir kim ne kadar çok okuyor diye. Ne kadar çok okursan oku, kevgir gibiyse kafa, dolduramazsın. Özellikle yabancı yazarlar okurlar güya. Üst üste yığarlar tükettikleri her şeyi. Ondan sonra sorarsın, bizden kimleri beğeniyorsun, ikinci sınıf bir porno yazarıdır mesela tuttukları ya da tatsız tuhaf hikayeler anlatan bir android. (İyi okuyanlara karşı dizginleyemediği bir kinle yüklüdür. Kitap okuma hevesi pek nadir gelir çünkü. Geldiğinde de çoğunu yarım bırakır; suçlusu da kötü yazarlardır.) Evet, gelip de sonunda berbat şeylerden hoşlanacaksan, onca okuduğun neye yarar şırfıntı! Büyük ihtimal bu da onlardan. Öyle öyle... Canım nerden bilirsin, belki yanılıyorsun! Niye yanılayım; rock müziğe bayılırlar sözde, bir yandan pespaye pop parçalarla kendilerinden geçerler. Asi görünürler hesapta, elllerini sıcak sudan soğuk suya sokmazlar. Evet evet, "Simyacı"yı da okumuş pek beğenmiştir. Hatta bilmem ne nehrinin kenarında oturmuş ağlamıştır. Yok canım, oturup ağlayacak göz var mı karıda!..
Bir et parçasını eline tutuşturdular. "Baba oldun!" dediler. "Tebrikler... " Bunda tebrik edilecek ne vardı ki? Sekiz buçuk ay önceki eylemi sayılmazsa bu iş için ne yapmıştı ki? O eyleminse başkalarınca kutlanacak nasıl bir başarı sayıldığını kestiremiyordu. Kırmızı et parçasını ayıp olmasın diye yarım dakika elinde tutup annesine verdi. Biraz büyümeli, yüzü falan bir şekle girmeliydi ki, bir kişilik olarak benimseyebilsin, sevebilsin.