İntihar Gönderileri

İntihar kitaplarını, İntihar sözleri ve alıntılarını, İntihar yazarlarını, İntihar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Alabildiğine karmaşık bir hakikate ait yasalar kısa incelemelerle ve şipşak sezgilerle keşfedilemez.
Bir bilimin ilerlediğini, ele aldığı sorunların zamanla değişmesinden anlarız.
Reklam
Nevrasteninin kişiyi intihara meyilli kılabileceğini anlıyoruz; zira nevrasteni hastaları mizaçları itibarıyla acı çekmeye meyilli gibidirler. Gerçekten de genel olarak acının sinir sistemindeki şiddetli bir sarsıntıdan kaynaklandığını biliyoruz; çok yoğun bir sinirsel dalga çoğu zaman acı vericidir. Fakat acının başladığı eşik olan bu azami yoğunluk düzeyi kişilere göre değişiklik gösterir; dirençli sinirlere sahip kişilerde daha yüksektir; diğer insanlarda daha düşüktür. Sonuç itibarıyla, sinirleri zayıf olan kişilerde acı bölgesi daha öndedir. Nevropat kişi için her izlenim bir rahatsızlık nedenidir, her hareket yorgunluk verir; sinirleri çok hassas olduğundan en ufak bir temasta incinir; fizyolojik işlevlerin yerine getirilmesi nevropatın genellikle birtakım acılar hissetmesine sebep olur. Buna karşın, acı bölgesi gibi, nevropatın beyninde zevk bölgesi de daha öndedir; zayıflamış bir sinir sisteminin aşırı hassas hale gelmesi nedeniyle, kişi normal bir insanı etkilemeyen duygulanmalara açık hale getirir. Bu sayede en soradan olaylar bile böyle bir insan için büyük bir zevk kaynağı olabilir. Öyle görünüyor ki, bir yandan kaybettiği şeyi başka bir yanda tekrar kazanmıştır ve bu telafi mekanizması sayesinde duygusal mücadelede diğer insanlar kadar donanımlıdır.
Kuşkusuz, kabaca söylemek gerekirse, her şeyden önce intihar artık yaşamak istemeyen insanın umutsuzluğunun eseridir.
Bununla birlikte, her insanın, toplum tarafından belirlenen görevler hiyerarşisini adil kabul etmesi tek başına işe yaramaz, aynı zamanda, bu görevleri yürüten kişilerin belirlenmesinin de adil görülmesi gerekir. Bir işçi, eğer hak ettiği şeye sahip olduğuna ikna olmazsa, toplumsal konumuyla uyumlu olamaz. Başka bir görevi hak ettiğine inanıyorsa, elindeki onu tatmin etmez. Her bir kişinin pozisyonu açısından, ortalama ihtiyaç düzeyinin kamu tarafından düzenlenmesi yeterli değildir, aynı zamanda daha net bir düzenlemenin kişilerin farklı pozisyon- lara hangi koşullarda gelebileceğini belirlemesi gerekir. Bu tür bir düzenlemenin olmadığı toplum yoktur. Yere ve zamana göre bu düzenleme değişiyor; eskiden içinde doğulan sosyal sınıfı toplumsal sınıflandırmanın yegâne ilkesi olarak görüyor- du; bugünse, miras yoluyla geçen zenginlik ve saygınlık dışın- da, herkesi doğuştan eşit kabul ediyor. Ancak farklı biçimler almasına rağmen her yerde aynı amacı izliyor..
Sayfa 316
Bir bilimin ilerlediğini, ele aldığı sorunların zamanla değişmesinden anlarız. Henüz bilinmeyen yasalar keşfedildiğinde ya da en azından, yeni keşfedilen olgular henüz kesin bir çözüm getirmeseler bile soru sorma biçimlerini değiştirdiklerinde, o bilimin ilerlediğini söyleriz.
Sayfa 19
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.