Bu aralar seyahatnameler okuyorum. Dönem insanlarının, devlet büyüklerinin başka devletlere yaptığı yolculuklar ve eski zamanların dokusunu, eski zaman insanlarının nasıl bir yaşantıya sahip oldukları ilgimi celbediyor.
Bu eser farsça aslından çeviri yapılmış ve 13 bölümden müteşekkil.
İranlı bazı devlet adamlarının hatta Şahların, din adamlarının, şairlerin ve seyyahların 19.yy Osmanlısına yaptığı seyahatler bizzat onların gözünden aktarılıyor. Hemen hepsi dönemin İstanbul'una yapılan yolculukları ve orada nelere şahit olduklarını anlatıyor. Bu vesileyle gerek toplumsal ve iktisadi yapı gerek idari yapının ve devlet protokellerinin nasıl yürüdüğünü, Osmanlı elitlerinin ne gibi zevklerinin olduğunu da görüyoruz. Onun dışında kentlerin yapısı ve insanı hakkında bilgileri de içeriyor. Özellikle halk tabakasının ve asil tabakanın arasındaki uçurum farkı da göze çarpıyor anlatılanlarda. Asıl İstanbul'un Avrupa Yakası olduğunu ve Anadolu yakasının Üsküdar dışında çokta matah bir yer olmadığına kanaat getirdim. Tabii yüzde yüz güvenilir mi bu görüşler tartışılabilir.
Son olarak hemen bütün seyyahların bahsettiği ortak bir konu var ki bu da İstanbul'da çıkan yangınlar mevzusu. Dönemin evlerinin çoğu ahşaptan olduğu için yangın çıktığında bütün bir mahalleyi tehdit edebilecek düzeye ulaşabiliyormuş. Kitapta hemen her seyyah bu çıkan yangınlara bir defa şahit olmuş anladığım kadarıyla.
Meraklısı varsa muhakkak okusun derim.