Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
İslam Deklerasyonu
Aliya İzzetbegoviçEn Eski İslam Deklerasyonu Yorumları ve İncelemeleri
En Eski İslam Deklerasyonu sözleri ve alıntılarını, en eski İslam Deklerasyonu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
9.110 üzerinden
135 syf.
10/10 puan verdi
Aliya İzzetbegoviç’i izlediğim bir tiyatroda tanımıştım. Geçen bir sahnede, 70 senesinde yazıp bu yüzden 2. kez hapse girmesine neden olan bu kitabı öğrenince anında yapıştım, okumalıyım dedim. Öyle ki 130 sayfalık deklarasyonun her satırını yazmak istedim buraya. Öncelikle deklarasyon 1970 senesinde ve İslam ülkeleri ile Müslüman halklara hitaben yazılmış İslamın tekrar uyanışının formüllerini içeren bir metin.
Biz nasıl Müslümanlarız diye sormamız gerekiyor ki İslamın hayatımızda ne kadar aktif olduğunu görelim: Biz Eğitimsiziz, Biz Fakiriz, Biz Bölünmüşüz.. Ülküsüz ve cesaretsiz hocaların, ihtişamlı ama içi boş camiilerimizin, İslamda hayata geçirilmesi gereken ilkelerin yok sayılmasının sonucudur bizim eğitimsiz, fakir ve bölünmüş olmamız.
Kitabın amacının “Müslümanları İslamlaştırmak” olması epey dikkat çekici nokta. Ve Aliya’nın sözleriyle ‘Bu deklarasyon, nereye ait olduklarını bilen, kalplerinin derinliklerinde hangi tarafta durduklarını hisseden Müslümanlara hitaben yazılmıştır.’
Aliya İzzetbegovic bulunduğumuz yüzyılda en büyük ve Muhammed İkbal'den sonra gelen son İslam lideridir. İslam Deklarasyonu'nu okuduğumda önemini bir kez daha anlamama vesile olduğu "eğitim ısrarı" onu gözümde bir kez daha ulaşılması zor bir büyüklüğe kavuşturdu.
Aliya İzzetbegovic'i Bilge Kral yapan nokta şu ki "Biz esir durumdayız, biz eğitimsiziz, biz fakiriz" derken bunu başkasını suçlayarak değil sorunu ve çözümü kendinde arayarak insanları kıyama davet etmesidir.
Yabancı devletlerden istenilen ve gereken kadar teknoloji ve bilimum sanayi ürünleri ithal edilebilir ancak bu bir çözüm değildir. Asıl gereken elimizde fazlasıyla mevcut olan nüfus gücünü doğru ve etkin eğitime yönlendirerek müthiş kalkınma seviyesine ulaşılabileceği görüşünde.
Aliya İzzetbegovic'i sevgiyle anmalı ve anlamalıyız. Çünkü bize kurmuş ve kurtarmış olduğu devletten ziyade o devleti ilelebet yaşatacak fikirler miras bırakmıştır.
Efsane lider Aliya İzzet Begoviç TRT' de yayımlanan "Aliya" dizisiyle beni kendisine çeken bir isim. Bu eseriyle onu daha yakından tanıma fırsatı buldum ve ah dedim ne kadar da geç tanıdım seni.
Çünkü eseri okurken Aliya' nın her cümlesiyle karanlıkta kalan tarafıma ışık tuttuğunu hissettim. Eser Müslümanların İşlamlaştırılması üzerine yazılmış bir bildiri. İslam dünyasının içinde bulunduğu durumu ve bu durumdan kurtulmanın yollarını ele almış. Kitaba hayran kaldım, bittiğinde uzun bir süre elimden bırakamadım, altını çizdiğim yerleri açıp açıp okudum. Herkese tavsiye edeceğim bir kitap.
Keşke keşke keşke daha önce okusaydım.
Her müslüman okusun, her genç okusun. İçinde yazanlar hem bir nasihat hem de bir uyarı niteliğinde.
Bizim Bilge Kral dediğimiz adam aslında "Kral Çıplak" demeye cesareti gösterebilen bir kişidir. O yüzden ona "kral" demek yakışık almaz.
Zaten deneme, makale türü olduğu için fazla cümle kurmaya gerek yok. Okuyun, HABERİNİZİN OLMADIĞINI SÖYLEYEMEYECEKSİNİZ.
Öncelikle Deklarasyonun anlamını söyleyeyim: bir konunun kamuoyuna duyurulması için yapılan açıklama. Aliya ise kitabın başında yer alan ;
Müslümanları ve Müslüman Halkı İslamlaştırma Programı
Amacımız :Müslümanların İslamlaştırılması
Düsturumuz:İnanmak ve savaşmak konularını açıklığa kavuşturmak için bu kitabı yazmıştır. İslam Ümmetinin sorunlarına sunduğu çözümler mevcuttur kitapta. Kur''an-ı Kerîm''deki "Ey iman edenler, iman ediniz!" buyruğunun gereğine işaret eden bir risale gibi. Hacmi küçük ama etkisi büyük. Bu kitap 70'li yıllarda yazılıyor. Hatta bu kitap yüzünden 14 yıl hapis cezası alıyor. Benim hayran kaldığım nokta ise hapisten çıkınca hiç pes etmiyor. Hukuk okuyor o da yetmiyor Cumhurbaşkanı oluyor. Aliya sorunun mazide değil , halde olduğunu, haldeki sorunların ,İslam'la değil, aksine İslam dan uzaklaşmakla ilgili olduğunu ifade ediyor. Onun düşüncesi , İslâm ın en güzel din ve sistem olduğu ,ancak Müslümanların öyle olmadığıydı. Deklarasyonun temel amacı da , başkalarını İslam a döndürmek değil , Müslümanların istislamı, yani İslamileşmesi idi.
Tünelin ucundaki ışığı gösteren Aliya İzzetbegoviç''e selam olsun…
Öncelikle Aliya İzzetbegoviç'in müthiş bir fikir adamı olduğunun altını çizmek istiyorum. Ta 40 sene öncesinden bugüne ışık tutacak harika tespitler yapmış. Özellikle islam aleminin çok duygusal bir millet oluşuyla birlikte organize edilememiş bir toplum oluşu tespiti çok yerinde ve güzeldi. Fakat bazı noktalar sıkıntılı görünüyor ama ben yine hüsnü zan edip hisse almak kısmının daha faideli olduğunu düşünüyorum. Mistisizmden arınmış bir din,peygamberimizin de hataya düşmüş olması gibi tabirlerin ümit ederim ki çeviriden kaynaklı bir sıkıntı olsun. Rabbim rahmet eylesin
135 syf.
10/10 puan verdi
Merhaba, bir kitaba inceleme yazmayalı epey zaman olmuştu, zira uzun bir süredir kullanmıyordum siteyi. Taa ki okuduğum kitaplarda ki alıntılar ve incelemeleri burada paylaşınca aklımda daha çok yer ettiğini ve tekrar tekrar gördüğüm için hep canlı kaldıklarını anlayana kadar... Siz hoşgeldiğimi düşünür müsünüz bilmiyorum ama ben sitenin tüm bu katkılarından ötürü hoş buldum :)
Kitaba gelince İslam üzerine okuduğum kısa ve net olan ikinci kitap bu. İlki Sezai Karakoç'un bir manifesto niteliğindeki kitabı Diriliş Nesli'nin Amentüsü, ikincisi ise bu. Bu durumu çok seviyorum; lafı zayi etmiyor oluşlarını. Şu iki kitap için benden yorum isteyen herkese aynını söyledim; ne tek bir harf fazlaları ne de eksikleri var, ne kadar öz ve kâfi olunabilirse o kadar öz ve kâfiler. Dini anlatacak tüm kitaplarda buna ihtiyacımız var diye düşünüyorum. Lafı eveleyip gevelemeden, dolandırmadan göğüs gere gere net bir biçimde açıklamamız gerekiyor fakat biz yıllardır birilerinin gönlünü hoş tutmak nâmına bundan epey uzaklaştık. Umuyorum ki sayıları artsın; hem böyle müelliflerin hem böyle eserlerin hem de böylelerini okuyan bireylerin. Okuyunuz, okutunuz. Muhabbetle...
Genel olarak iyi diyebiliriz ama beni rahatsız eden birkaç şey oldu kitapta.
Öncelikle islamı yaşayan iki gruptan bahsetmiş : muhafazakârlar ve modernistler. Modernistler hakkında söylediklerine katılıyorum ama muhafazakârlardan bahsederken klasik İslam anlayışını yaşayan insanları geri kalmışlıkla suçlamak kısmına kesinlikle katılmıyorum. Bunu savunmak zaten modernistliğe kapı açar. Bazen insanlar bir fikir belirtirken ne o ne bu , en doğrusu benim söylediğimdir şuuruyla bir şeyler üretmeye kalkıyor ve bu da yanlışa sürüklüyor kişiyi hâliyle...
Ikinci husus şu, Mehdi diye birşey yoktur deyip duruyor kitabın sonuna kadar ve ardından da herkesçe güzel olan birşey söyleyerek kendini haklı çıkarıyor. Açıklaması da şu şekilde: Mehdi yoktur ; çalışmak , fedakarlık ve özveri vardır...
Ne şimdi bu ! Yani hadisleri reddederek müslümanlara yol gösteriyorum demenin manası nedir ?
Sen insanları İslam'ın güzel taraflarına (çalışmak,ibadet etmek , bilinçlenmek...vs) yöneltiyorum deyip, İslam'ın diğer güzel ama henüz gerçekleşmemiş (Mehdi'nin gelmesi) durumlarını neden çarpıştırasın ki ?
Neyse çok övdükleri için okudum ama çok da sevdiğimi söyleyemem ve tavsiye etmiyorum ....
Okumak isteyenlerin yukarıdaki durumları göz ardı etmeden okumalarını da tavsiye ediyorum.
Müslümanların içinde bulunduğu sorunları ve bunlara çözümleri anlatıyor bu sorunların sıkıntıların içinde büyümüş büyük bir üstadın kaleminden kesinlikle okunması gereken bir kitap.