Öne Çıkan İslam Devletlerinde Türk Naibeleri ve Kadın Hükümdarlar Gönderileri
Öne Çıkan İslam Devletlerinde Türk Naibeleri ve Kadın Hükümdarlar kitaplarını, öne çıkan İslam Devletlerinde Türk Naibeleri ve Kadın Hükümdarlar sözleri ve alıntılarını, öne çıkan İslam Devletlerinde Türk Naibeleri ve Kadın Hükümdarlar yazarlarını, öne çıkan İslam Devletlerinde Türk Naibeleri ve Kadın Hükümdarlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bahriye Üçok'un yazdığı eserlerden biri olan 'İslam Devletlerinde Türk Naibeler ve Kadın Hükümdarlar' kitabını okudum. Müslüman devletleri yönetmiş olduklarını saptadığımız Türk kadınlarından 9'unun hükümdarlık, 5'inin de naibelik etmiş olduklarını gördük. Bahriye Hanım kitabı yazarken amacı, Türk kadınlarının düşünüldüğü gibi geri plana atılmış, sosyal hayatı olmadığını düşünenlerin yanıldığını göstermek istemiştir. Sadece sosyal hayatta değil siyasi hayattada aktif olduklarını göstermiştir. Kitap sadece kadın hükümdarların hayatlarını değil aynı zamanda başına geçtikleri devletlerin tarihiyle beraber ,o ailelerin soy ağaçlarınıda göstermektedir. Çesitli belgeler de sunmaktadır. Kitabı beğendim bazı yerlerde aklım karışsa da geniş bir tarihi bilgi verdiği için okunabilir.
Senin elinden gizlice bana ulaşan elmadan ebedî hayatın kokusunu duyuyorum. Senin elin ve avcundan bana dostluk hâtırası geldiği için duyduğum sevinçten gönlüm nar gibi açılır.
İlim, fıkıh, edebiyat gibi düşünsel alanlarda birçok başarılar sağlamış olan Müslüman kadınlar, fiilen siyaset sahnesinde rol almaktan geri kalmamışlardır. Burada siyaset sahnesinde rol alma dediğimiz zaman kastettiğimiz manâ, kadınların büyük devlet memuru, vali, nâibe ve nihayet hükümdar olmalarıdır. Yoksa doğrudan doğruya bizim tarihimizde gördüğümüz Hürrem, Kösem veya Turhan Sultanlar gibi, İran'da İlhanlı İmparatorluğu'nda Ebu Said Bahadır'ın karısı Bağdat Hatun gibi perde arkasından devleti idare etmiş olan kadınlardan burada bahsedecek değiliz.
İslâmiyetten önce kadının bazı durumlarda, bilhassa İktisadî bakımdan sahip olduğu şahsiyet ise, İslâm’dan sonra büsbütün genişletilerek geliştirilmiştir, Böylece İslâm’ın yükselme devirlerinde görülen üstün kültür hayatında kadın da kendine düşen yeri rahatça ve kolaylıkla doldurmuş, Müslüman büyük edip, fakîh, âlim, şâir erkeklerin yanında,