Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam Dünyasında Kitabın Tarihi

Johannes Pedersen

İslam Dünyasında Kitabın Tarihi Gönderileri

İslam Dünyasında Kitabın Tarihi kitaplarını, İslam Dünyasında Kitabın Tarihi sözleri ve alıntılarını, İslam Dünyasında Kitabın Tarihi yazarlarını, İslam Dünyasında Kitabın Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Arapça kitaplar, ortaya çıkışını İslam'a borçludur. Onlara taşıdıkları karakteri İslam vermiştir.
Sayfa 21
Alimlerin gösterdiği gayret olağanüstüydü, hatta çoğu zaman tahayyül sınırlarının ötesindeydi. 1000 yılından az bir zaman önce vefat eden Merzübani, İbnü'n-Nedim'e göre 37.850 sayfanın üzerinde yazmıştır.1 Yakut ise 33.180 sayfa yazmış olmasına rağmen kendi döneminde dahi bunların yalnızca küçük bir tanesi kalabilmiştir. 2 ... Aynı dönemlerde yaşamış Endülüslü İbn Hazın ise yaklaşık 80.000 sayfa tutan 400 cilt eser yazmakla meşhurdur.3 Yakfıt'a göre İbn Hazm'ı geçebilen tek kişi, adı sık sık anılan tarihçi ve müfessir Taberi'dir. Taberi'nin Kur'an tefsirinin orijinalinde 30.000 sayfa tuttuğu, ancak 3000 sayfada özetlendiği söylenir.
Reklam
İlim hayatında müellifin kendisine okunanı dinlemesi, kendisinin bilfiil okuması kadar önemliydi. Ulema biyografileri şahıslar hakkında sadece "O, falanca kişiden ders dinledi" tarzında bilgi vermekle kalmaz, "O, falanca kişinin huzurunda okudu" şeklindeki kıraat bilgilerini de muntazaman verir. Bu zahmetli prosedürün ortaya çıkışını, Kur'an'ın nakledilme tarzında görmek mümkündür.
İmla ettiren müelliflerin hafızaları hakkında birtakım olağanüstü hikayeler de anlatılmaktadır. Mesela Ebu Bekir b. Enbari'nin (ö. 939) [Hz.] Peygamber'le ilgili 45.000 sayfa rivayeti ezberden imla ettirdiği ve kendi ifadesine göre on üç sandıklık kitabı ezberinden okuyabildiği söylenmektedir. 17 Bu ifade bize inanılacak türden gelmemiş olabilir, ancak Doğuluların hafızalarını bizim tahayyül edemeyeceğimiz bir tarzda eğitmeye alışkın olduklari unutulmamalıdır. Onlar Avrupalılara "Sizin bilgi niz kitaplarınızdadır, bizse onu kalplerimizde muhafaza ederiz" derler.
İmla genellikle hafızadan yaptırılırdı. Bu husus alimlerin ve edebiyatçıların biyografilerinde tekrar tekrar zikredilir. Nisaburi(ö. 1066) büyük Kur'an tefsirini hafızasından imla ettirmiş, vefatında tefsirinin sadece dört cildi kütüphanesinde bulunabilmiştir .14 İşte bu, hafızanın gerçekten olağanüstü bir başarısıydı ve Müslümanların iyi anladığı işlerden biriydi. Filolog Baverdi (ö. 957) dille ilgili meseleler hakkında 30.000 sayfayı hafızasından yazdırırken, 15 Endülüslü İbnü'l-Kıltiye'nin de Endülüs tarihini "kalbinden", yani hafızasından yazdırdığı söylenir. 16 Bununla birlikte İbnü'l-Kıltiye, lafızları tam olarak vermek yerine manen rivayette bulunmasından kaynaklanan hatalı rivayetleri yüzünden tenkit edilmiştir.
Her kitap "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla" cümlesiyle başlar. Zira bu şekilde başlanılmayan her işin mutlaka başarısızlıkla sonuçlanacağı yönünde [Hz.] Peygamber'in bir ifadesinin bulunduğu söylenir. Daha sonra Allah'a, Resulüne ve onun ailesi ile arkadaşlarına övgü cümleleri gelir ki, bu ralarda şair/müellif tüm üslup yeteneklerini göstermeye çalışır. İslam öncesi dönemden kalma eski bir cümle olan amma ba'd (imdi), konuya geçildiğine işaret eder, ancak konunun gerçek anlamda tartışılması hemen başlamaz. Genellikle ilk başta Kur'an'dan alıntılarla örülü olarak bazı genel noktalara temas edilir. Bu kısımdaki ayetler, bir taraftan konuya usulca geçiş yapmak üzere büyük bir maharetle seçilirken diğer taraftan konunun önemine zımnen dikkat çeker. Daha sonra müellif muhtemelen kitabı telif sebebini anlatacaktır -etraftan gördüğü büyük baskı sebebiyle kitabı yazdığını söyleyenler hiç de az değildir-; ardından yazar çalışmasını başarıyla tamamlaya bilmek için Allah'tan inayet ve kuvvetdiler. Bu noktada genellikle kitabın tanzimi hakkında bilgi verilir.
Reklam
On beşinci yüzyılın ortalarında Avrupa'da kitap basım tekniği oluşurken, ilk matbû Arapça eserler de İtalya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde ortaya çıktı. Bunun yanında 1530 gibi erken bir tarihte Venedik'te Kur'ân basıldı.
Hz. Peygamber (sav)'e atfedilen resim sanatı ile ilgili hadislerin sahih olması pek muhtemel değildir, hatta Hz. Peygamber'in gerçekten bir resim gördüğü bile şüphelidir.
Hat, kutsal kitaba gösterilen hürmetten mülhem olarak bizzat Müslümanlar tarafından oluşturulmuş, edebiyatla uyum içerisinde gelişen uygulamalı bir sanattı. Resim ise Müslümanların bulduğu bir sanat türü değil, aksine İslam'in kınadığı bir şeydi.
Kur'ân'da ayet sonlarının birkaç nokta, bir daire veya benzeri bir işaretle belirtilmesi dışında, cümleleri ve kelimeleri birbirinden ayıran noktalama sistemi Arap yazısında yoktur. Daha geç zamanlarda bölüm sonlarına işaret etmek üzere zaman zaman bazı simgelerin kullanıldığı olmuşsa da bununla ilgili genel kurallar bulunmamaktadır.
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.