İslamda İçki
Arif Tekinİslamda İçki Gönderileri
İslamda İçki kitaplarını, İslamda İçki sözleri ve alıntılarını, İslamda İçki yazarlarını, İslamda İçki yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İçki konusu Kur’an’da öyle işlenmiştir ki, bir Müslüman Kur’an içinde kalarak bir sonuca varmak isterse ve hele eğer içme taraftarıysa şunu rahatlıkla söyleyebilir: Madem ki Kur’an’a göre içkinin faydası değil de; çoğul olarak faydaları vardır deniliyor, o zaman ben faydalarını neden kaçırayım, içerim diyebilir. Yine mademki sarhoş olarak namaza yaklaşmayın deniliyor, o zaman ben uygun bir saatte içerim ki namaza da engel olmasın.
... İşte bu örnekler aslında İslamiyet’in neden yayıldığının ve
desteklendiğinin açık bir yanıtıdır... Henüz savaşa gitmeden elalemin kız ve kadınlarını pazarlık konusu yapmak ne demek? Temel felsefesi, “Savaş hiledir” olan bir görüşten iyilik adına ne beklenebilir? Bu son cümle de hadistir ve Buhari ile Müslim’de ortak olarak işlenmiştir.
Hz. Muhammed Tebük seferi hazırlığı aşamasında Müslümanlara seslenerek, “Biz bugün Rum'la savaşır, Beni Asfer kızlarına kavuşuruz” diyor. İmam Suyuti devamla, "Hz. Muhammed onların kızlarının güzelliğini arkadaşlarına anlatmakla onları savaşa teşvik etmek isterdi" diyor. Bunları anlatınca Müslümanlardan biri (bunu söylediği için inen ayetlere göre münafıklardan sayılıyor), ey Müslümanlar, Muhammed sizi kız-kadınla helak edecek, diyor. Suyuti buna benzer birçok hadis sunuyor.
Hangi ayetin, hatta hangi surenin (ayetlerden oluşan büyük bölüm ki Kur’an’da bunların sayısı 114’tür) nerede, ne zaman, hatta Mekke’de mi, yoksa Medine’de mi indiği (oluştuğu) belirsiz. Hele Hz. Muhammed zamanında Kur’an diye bir kitap zaten ortalıkta yoktu. Hz. Muhammed vefat edince, zaman içinde onun halifeleri derleme şeklinde bir Kur’an ortaya çıkardılar.
İslamiyet’e göre yaşayanlara vaat edilen cennetin durumu şöyledir: “İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren hamrdan (içki-şaraptan) ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır” deniliyor Kur’an’da.
“Ey iman edenler, sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayınız.” Bu ayette de özel bir durumdan söz edilir. Sarhoşluğun namaz için sorun olduğu belirtilir. Bu ayete göre namaz dışındaki zamanla ilgili içki içmekte sorun yok demektir. Ayet gayet açıktır.
Kur’an’da içki konusunda nasıl bir seyir takip edilmiş,
buna bakalım, ondan sonra detaylara geçelim.
* “Hurma ve üzümden hem içki hem de güzel gıdalar temin
ediyorsunuz. İşte bunda aklını kullanan kimseler için büyük ibret vardır” deniliyor K ur’an’da ( Nahl suresi 67). Dikkat edilirse bu ayette içki aleyhinde herhangi bir işaret yok.
Mesela Tevrat tek bir seferde toplu halde Hz. Musa’ya gelmişken; Kur’an parça parça gelmiştir (İslam’a göre). Nedenini de K ur’an şöyle açıklamıştır: Ödeviniz az olsun, azar azar özümleyerek kavrayasmız diye ben (tanrı olarak) Kur’an’ı toplu halde, bir defada göndermedim deniliyor. Ayetin anlamı şu: “Onu (Kur’an’ı), insanlara ağır ağır okuman için parçalara ayırdık ve onu azar azar indirdik.” Burada haklı olarak sormak lazım: Madem azar azar göndermekle kafalara daha kolay girermiş, neden tanrı Musa toplumu için de bunu yapmadı? Üstelik Musa zamanındaki insanlar Muhammed’in zamanına oranla çok gerilerdeydi, o zaman okuma yazma yok denecek kadar azdı. Kolaylık sağlamak gerekirse, onlara yapılmalıydı. Demek ki bu sav geçerli değildir.
Yorumcular, içki ile ilgili ayetleri değerlendirirken, insanların yavaş yavaş içki yasağına alışabilmesi amacıyla, tanrının yasak ayetlerini birden göndermediğini, uygun ortam beklediğini öne sürmüşlerdir. İslami kesim, “Tanrı, insanlara zor gelmesin diye kamuoyunun nabzına göre ayetlerini indirmiştir” yakıştırmasında bulunmuştur. Bunu hem akıl kabul etmiyor, hem de tarihi gerçeklere ters düşüyor. Benzer yorumlara, ayetlere yapılan itirazları hafifletmek için bilerek başvurulmuştur.
Halk tabiriyle içki-şarap denilen, İslam’da hamr olarak geçen maddeyle ilgili Kur’an’da haram terimi bir kere söz konusu değildir; tersine, insanoğlu var olan ayetleri bir araya getirince, aslında K ur’an’m içki içmeyi teşvik ettiği sonucuyla karşılaşır.
İçki-şarap, Kur’an’da hamr kelimesiyle ifade edilir. Bu ismin kullanılması sanki büyük bir mucizeymiş ve tanrı tarafından bilerek seçilmiş gibi yorumlar yapılmış. Bunlar yanlış, hiç ilgisi olmayan yakıştırmalardır. İçkiye hamr ismini Araplar Hz. Muhammed’den asırlar önce takmışlardı; bu isim yeni bir icat değildir.
Pavlus’un Romalılara Mektuplar bölümünde şöyle denir: "Yalnız su içme! Miden için, sık sık gelen rahatsızlıklar için biraz da şarap iç."
Dünyayı idare edenler, geri kalmış İslam ülkelerinde değişim olsun istemiyorlar. Amaçları demokrasinin gelişmesi olsaydı ilkin Suudi’den başlamaları gerekirdi. Niyetleri farklı. Diyelim ki bütün İslam ülkelerine demokrasi geldi ve hepsi Avrupa gibi oldular; peki o zaman dünyanın hâkimleri durumundaki güçler silahlarını, topyekûn icatlarını kime satsınlar, kimi sömürsünler?
Hıristiyanlar 15. asra kadar bugünkü Müslümanlar gibi değişime kapalıydı. Sonuçta Martin Luther, Giordano Bruno gibileri start verdi ve Avrupa din cenderesinden kurtuldu.
Bu satırları yazarken basında Ankara, Antalya, Hatay, Çankırı ve Kırklareli başta olmak üzere Türkiye’nin birçok ilinde cennet biletlerini satan bir şebekenin polis tarafından ele geçirildiği haberini okudum (Mart 2012). Bunların iki yıl içinde bu biletlerden sağladıkları para yaklaşık 6 milyon Türk Lirası. İşin ilginç yanı, bu biletleri alanlar arasında yüksek tahsil görmüş insanların bulunmuş olması. Bu manzara, Türkiye’nin sosyolojik olarak içinde bulunduğu vahim durumu gözler önüne seriyor. Bu sadece Türkiye için geçerli değil; tüm İslam ülkelerinde benzer şeyler vardır.