Amma bilmem, uzak ve yakın tarihinin kolları arasında uyuyan İstanbul'u beşiğinde sallamak, biraz okşayıp, biraz olsun öpüp sevmek dururken, idrak ve şuur aydınlığının işlemediği fikir kesafetlerine dalmaya, yaradılışın sırları eskiliğinden söz açmaya da ne lüzum var? Evet, gözün ve hafızanın ölçüye
sığan bir mazi tarlasında el birliği ile toplayıp şuraya buraya sakladığı tohumları aramak dururken.