Öne Çıkan İstanbul ve Fatih kitaplarını, öne çıkan İstanbul ve Fatih sözleri ve alıntılarını, öne çıkan İstanbul ve Fatih yazarlarını, öne çıkan İstanbul ve Fatih yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ömer Nasuhi Bilmen, dinî meselelerde asla taviz vermeyen, ilkeli bir âlimdi. Nitekim 1960'lı yıllarda dinde reformun gerekliliğini savunan ve bunun için çalışanlara "bozulmayan bir dinde reform olamaz” diyerek karşı çıkmıştır.
Ömer Nasuhi Bilmen hocanın kitabı olduğu için beklentim biraz yüksek ve fazlaydı sanırım Ama umduğumu bulamadım Bir defa , çok kısa çok yüzeysel Bir gecede okuyup bitirdim Derinlemesine bir bilgi yok Kısa kısa anlatımlar mevcut Ki ben İstanbulun Fethi hakkında ve Fatih Sultan Mehmed hakkında çok fazla kaynak okumuşumdur bugüne dek Ama bu kitap hâkikaten çok sığ idi İstanbul Fetih ve Fatih hakkında biraz bilgilenmek istiyorsanız elbette okuyabilirsiniz ama geniş çaplı bir araştırma yapıyor ve akademik kaynağa ihtiyaç duyuyor iseniz bu kitap asla yeterli değil O yüzden benim için azıcık hayâl kırıklığı diyebilirim maalesef...
Velhasıl Fâtih Sultan Mehmed Han İstanbul'u elli dört gün muhasara edip nihayet 20 Cemâziyelevvel 857 (29 Mayıs 1453) tarihinde fethetmiş, bununla Ortaçağ son bulmuş ve Yeniçağ başlamıştır.
Kur'an'daki "beldetün tayyibetün" ifadesi, İstanbul'un fethine tarih düşüp ebced hesabıyla hicrî 857 yılını göstermektedir.
Evet... İstanbul, pek hoş ve latif bir beldedir.
Yeryüzünde mislini görmüş değildir rüzgar
Bir bedî'azârdır. İstanbul'un her bir yeri Her taraf parlak, deniz sakin, sevabil pek latif
Gaşyolur bu levhayı görse cihan şairleri.
"Ortodokslar, Roma'yı Katolik mezhebine tâbi olmayı bir türlü uygun görmüyor.
*İstanbul'da Türk sarığı görmek, kardinal şapkası görmekten evladır.* diyorlardı."
1. Sultan Yıldırım Bayezid İstanbul'u iki defa kuşatmıştır.
2. Yıldırım Bayezid zamanında (1389-1403) Bizans Hükümdarı loannes Palaiologos (1379-1391) ile oğlu Andronikos Palaiologos ve torunu arasında anlaşmazlık çıkmıştı. Hükümdarın bu oğlu ile torununun müracaatı üzerine Yıldırım Bayezid bir eyaletten ibaret kalmış olan Bizans ülkesine 6000 süvari ve 4000 piyade ile varmış, loannes ile diğer oğlu Manuel Palaiologos'u saraylarından çıkarıp zindanına atmış, An dronikos'u Kostantiniye tahtına oturtmuştur.
Ortodokslar, Roma'ya Katolik mezhebine tâbi olmayı bir türlü uygun görmüyor, "İstanbul'da Türk sarığı görmek, kardinal şapkası görmekten evladır" diyorlardı.
Nitekim Napolyon Bonapart, "Yeryüzü bir hükümetin idaresi altında olsa, merkezi idaresinin İstanbul olması gerekir. İstanbul'a hâkim olan dünyaya hâkim olabilir" demiştir.