Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
İstisna
Christian JungersenEn Eski İstisna Yorumları ve İncelemeleri
En Eski İstisna sözleri ve alıntılarını, en eski İstisna kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.810 üzerinden
"Kötülüğün Sıradanlığı"
Dün gece kitabı bitirdiğimden beri olan biteni algılamaya çalışmakla birlikte yazacağım incelemeyi düşünüyorum. Ne desem, nasıl anlatsam bu kitabı diye… Kendimi bir şeyler yazmak zorunda hissettim çünkü bu kitap sitede böyle boş kalmamalıydı… Şuan ne yazacağım ortaya ne çıkacak inanın ben de bilmiyorum. O kadar çok düşünce var ki kafamda, hepsi
736 syf.
10/10 puan verdi
Kitap bittiğinden beri kaç defa oturdum başına inceleme yazmak amacıyla... Kaç kez tekrar tekrar sayfaları çevirip göz attım işaretlediğim yerlere... Olmuyor dedim yazamayacağım hiçbir şey çıkmayacak yapamıyorum. Oysa ki yazmalıyım. Bilinsin az da olsa okumak isteyenler olsun. Sonunda bir şekilde cümleler çıkmaya başladı işte... Böyle bir yapıta
Danimarka edebiyatından müthiş bir psikolojik-gerilim kitabı okudum.Iyi ve kötünün, normallik ile delilik sınırlarının yer değiştirdiği, mobbingin en ağırının yaşandığı, gizemin,gerilimin asla hızını azaltmadigi bu kitabı elimden bırakmadan okudum.Danimarka'da ilk yayımlandığında 18 ay en çok satanların kraliçesi olmuş bu eser tam bir film tadında idi.Kopenhang'da bir soykırım araştırma merkezinde çalışan dört kadının yaşadıklarını tempoyu hiç düşürmeden anlatıyor kitap.Kadınlardan iki tanesine ölüm tehdidinin gelmesiyle kadınların hayatları içinden çıkılmaz bir hâl alır.Ayrıca soykırımlar,savaş suçluları, savaşlar, yerliler, rehineler gibi birçok olayla da zenginleştirilmiş bir metin.Insanları suç ve suça yönelten sebeplerin derinlemesine incelendiği eserde sosyoloji alanında yazılan çok iyi yazılar da mevcuttu. İnsan doğasının en karanlık yönlerine, psikolojik işkencenin tüm boyutlarına tanık olduğumuz çok sağlam bir metindi.Uzun süre unutamam,öyle okunup geçecek değil üstünde düşünülecek, oldukça güçlü ve akıcı bir kitap.Ara sıra karşıma yazım yanlışları ,ifade eksiklikleri çıkmasaydı daha da mutlu okuyabilirdim.
İçerdiği yazım hatalarına takılmazsanız müthiş bir kitap.
Kopenhag'da bir soykırım araştırma merkezinde , dünyada katliamlara katılan, soykırım yapan kişilerin psikolojileri araştırılır ve bu konuda dergiye yazılar yazılır.Örneğin Yahudi katliamına karışan erler, özlerinde iyi insan oldukları halde,sadece içinde bulundukları gruba aykırı hareket etmemek adına katliam yaptıkları ve katliamlara katıldıkça, bir süre sonra katledilen kişilerin bunu hakettiğine inandıkları gibi bilimsel tespitlerde bulunurlar. Bunlarla uğraşan kadınlardan ikisine gelen ölüm mailleri bir an da herşeyi altüst eder ve herkes birbirinden şüphelenmeye başlar . Heosi bir kişiyi suçlar.
Sonuçta o katliamları yapan insanlarla dört kişilik bir büro çalışanının psikolojisi aynıdır.Gruba aykırı hareket etmemek.
Çok beğendim. Konu çok güzel ve harika işlenmiş. 736 sayfa gözünüzü korkutmasın, akıp gidiyor.
İnsanı iyi ya da kötü yapan nedir, iç dinamikler mi çevre mi? Varoluşu esenliği belli koşullara bağlı olduğunda her insanın içinden bir şeytan çıkabilir mi? Her dr jeckyll’den bir mr hyde pörtler mi? Danimarka ‘da bir soykırım araştırma merkezinde çalışan dört kadın, görünüşte normal rutin, araştırmacı konumundaki ikisine tehdit mesajları gelir, kayış kopar. Her gün yüzleştikleri, milyonlarca insanı etkileyen soykırım olgusu, kötülük, şiddet artık kendi küçük gruplarında da söz konusudur . İçlerindeki mr hyde onlar hiç farketmeden ortaya çıkmıştır, kişisel güvensizliğin, önyargıların nelere yolaçabileceği, kötülüğün nasıl kolayca rasyonalize edilebildiğine dair çok güzel roman, okunmalı (keşke bu kadar çok yazım yanlışı, bu kadar kötü sözcük seçimleri olmasaymış , tadından yenmezmiş) #istisna #christianjungersen
Christian Jungersen Danimarkalı bir yazar. İstisna , bir soykırım araştırma merkezinde çalışan dört kadının birbirlerinin hayatlarını etkilemesini anlatıyor. Dört kadının birbirlerinin hayatlarının etkilemesinin başlıca sebeplerinden birisi "mobbing". Kitap bize bu anlamda da söyleyecekleri var. İş yerinde karanlık atmosferin olduğu, kötülük silsilesinin devam ettiği ve iki karakterin ölüm tehdidi almasıyla birlikte şüpheler başlıyor. Dört karakterimiz tek tek inceleniyor. Kim suçlu bu durumda? Kötücüllük gibi kavramlar sorgulanıyor. Bu olayların arka planında da insanın kanını donduran soykırımları okuyoruz. Soykırımlar hakkında birçoğumuzun genel bir bilgisi var. Ancak bu eserde öyle şeyler okudum ki unutamayacağım yerler oldu. Tarih nelere tanıklık etmiş inanmak mümkün değil gerçekten. Soykırımlara karşı farklı bir bakış açıları da var. Türkiye de anlatılmış. Bu anlamda da düzeltilmesi gereken yerler var. Doğru değiştirilemez. Bu yüzden de doğruyu bildikten sonra yanlış bir düşüncenin önemi yok. Karakterlerin günümüzde hala var olması dikkate değer. Çok gerçekçi bir anlatım vardı kitapta. Karakterlerin tahlili müthişti. Kitap , insanı birçok anlamda sorgulatıyor. Eserin 736 sayfa olması gözünüzü korkutmasın. Akıp giden bir eser. Aynı zamanda polisiye tarzında da olan bir eser. Buna bağlı olarak merak unsuru hiç kaybolmuyor. Ben gerçekten severek okudum. Mutlaka tavsiye ediyorum.
Istisna,soykırım araştırma merkezinde çalışan dört kadının hayatı ve iş yerinde birbirleriyle zıtlaşıp çekişme halinde olmalarını anlatan psikolojik gerilim türündeki 736 sayfalık kitap.
Kitabın ilk yarısı (belki de tamamı) icin beklentimi karşılamadı diyebilirim. Kitap ilk başta hacmiyle,ismiyle ve kapak tasarımıyla ilgimi cekmişti.Ama
Birgün gözlerimizi Savaş ortamında güçlü olanın safında açsaydık tutumumuz ne olurdu mesela ? Biz de kendimizden olmayanı dışlar ,ezer ve öldürür müydük ? Ya da soykırım yapanların safında gözlerimizi açsaydık mesela ,soykırıma uğrayan tarafın bunu hakettiğini mi düşünürdük ? Sahi insan deniası hep kendi çıkarına ,güçlünün yanında saf tutmak mıdır? Peki biz bir “istisna “ oluşturup iyinin ,barışın ,güçsüzün yanımda duramaz mıyız ?
Soykırımın , mobingin konu aldığı kitabı ben Soluksuz okudum