Virginia Woolf'un ilk özgün eseri sayılan Jacob'un Odası , Jacob Flanders adında hassas 1genç adamın hikayesidir. Jacob'ın hayat hikayesi, karakteri ve arkadaşları, çocukluğundan ayrı sahneler ve anlar kesitler halinde anlatılır, Jacob'ın hayat hikayesi, karakteri ve arkadaşları, çocukluğundan Cambridge'deki üniversiteye, Londra'daki aşk
O zorlu yola götüren ilk viraj Jacob’un Odası. Romanın temel unsurlarından arındırılmış dünyanın yaşanılan şeylere daha yakın bir anlatımla aktırıldığı yeni bir anlayışın romanda ilk pratiği. Virginia, 1921 yılında bitirdiği bu romanın belirgin bir konusu olmasa da genç yaşta tifodan ölen kardeşinin özleminde şekillendirdiği anlaşılabilir. Bilinç
Virginia Woolf’un üçüncü romanı olan Jacob’un Odası geleneksel roman kalıplarından uzaklaşıp, kendine özgü tarzı ilk denediği romanıdır.1922 yılında yayımlanan romanı, Yunanistan’da tifoya yakalanıp ölen kardeşi Thoby’nin kişiliğinden yola çıkarak yazmış Virginia Woolf.
Olay örgüsü bulunmayan, zaman ve mekânın kesin olarak belirtilmediği, kahramanların kişilik ya da fiziki görünüşlerinin betimlenmediği, doğa tasvirlerinin bulunmadığı kitabı okurken zorlandım.Çok dağınık, kopuk buldum.Gerçi Woolf bilinçli olarak yapmış bunu.
Eleştirmenlerce de başarısız bulunmuş kitap.
#okudumbitti
...
Merhaba canlar...
@okuyan_kadinlar_kulubu nün #birharfbirkitap etkinliğinde 'J' harfi ile başlayan kitaplarımızı okuyoruz. İlk seçimim #virginiawoolf kaleminden #jacobınodası kitabı oldu.
Jacob'ın Odası Woolf'un ilk deneysel romanı. Kalıpların dışında kaldığı kesin. Belirli bir anlatımı olmasına rağmen herhangi bir olay örgüsü mevcut değil. Belirsizliği ve bilinmezliği konu aldığı için olsa gerek, umduğum bağlantıları kuramadım...
Evet özünde Jacob'ın hayatını okuyorsunuz ama, an geliyor 'Jacob gerçekten var mı?' diye sorgulamadan da edemiyorsunuz. Doğru seçim yapıp yapmadığımdan emin değilim. Kısacası biz pek anlaşamadık bu sefer...
Keyifli okumalarınız daim olsun...
Kitapla kalın...
Jacob'ın OdasıVirginia Woolf · İş Bankası Kültür Yayınları · 2022398 okunma
Virginia Woolf’ün bilinç akışı tekniğini ilk kez kullandığı ve birçoklarına göre edebiyata yeni bir üslup kazandırdığı romanı.
Woolf’ün Yunanistan’da ölen erkek kardeşinin hayatından izler yer almakta. Kitapta zaman, mekan ve olay örgüsü yer almıyor. Çok sayıda karakter mevcut fakat karakterlerle ilgili tanımlamalar da yok. Hikaye Jacob Flanders’ın hayatından kesitler sunuyor ve kitaptaki karakterleri Jacob’un hayatına girdikleri oranda tanıyoruz.
Kitapta takip edilecek bir olay, hikayeyi somutlaştıracak zaman ve mekan örgüsü yok. Dolayısıyla anlatım tekniği her şeyin önüne geçiyor. Jacob’un hayatı ve düşünceleri şiirsel bir dille anlatılıyor.
Öncesinde bilinç akışına benzer yazım türü deneyenler olsa da mimarı Virginia Woolf’tur bana göre. Ve şovenist erkek yazarların edebiyatta kadının yerini küçümsemesi konusunda da intikamını almış Woolf; çünkü modern edebiyatın temelini attı ve birçok yazar onun adımlarını takip etti.
