Şimdi soru şu: Gerçekten de biz, ahlak, gelenekler, vicdan hissi, dindarlık vb. sebeplerle adelet hissini bireylerin içine yerleştiren o eski anlayıştan sıyrılıp mahkemelerinden kuyruklar oluşan anlaşmazlıklar ülkesine dönüşmeyi nasıl başarabildik?! Kaşlar hep çatık da; gülümseyişleri nerelerde unutup bıraktık?!. Acaba adalet bir nalıncı keseri midir ki!?.