Yorumlar ve İncelemeler
Rüyalar...
Bilinçaltının dışa vurumu olan rüyalar yaşamın da bir tür yansımasıdır, derler.
Freud’a göre: “Düşler gizli kalmış isteklerin gerçekleşme halidir.”
Le Guin, bu kitabında bizimle rüyaların diliyle konuşarak kadınların ve ejderhaların öykülerini anlatıyor.
Aslında bize anlattıklarına hiçbirimiz yabancı değiliz.
Lâkin günlük hayatımızda da olduğu gibi kimimiz anlatılanı duymak istemeyiz kimimiz duyar anlamayız kimimizin de anladığı işine gelmez.
Kendisiyle barışık kendiyle hasbihal edebilen “aynasını içine döndürmeyi başarabilen” kimi ise çok şanslı zannımca.
Zira Le Guin anlatım dilini anadili beller.
Hani #oscarwilde ‘ın #oysaherkesöldürürsevdiğini de dediği gibi…
“Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözlerle.
Korkaklar öpücük ile öldürür...
Yürekliler kılıç darbeleriyle.”
Belki halen bir ismi olmayanı belki de halen yaşanmamış terennüm etmekte beis görmez bu dil.
Bakılan ancak henüz görülmemiş olanı, duyulan ama işitilmeyeni söyler.
Çok severek takip ettiğim #bülentsomay ‘ın
“Seyyahın El Kitabı” isimli önsözüyle başlayan kitap geçtiğimiz hafta paylaştığım #everest isimli şiir ile Le Guin’in on iki seçme yazısını içeriyor. 
Kadınlar Rüyalar Ejderhalar
Le Guin'in kitabını büyük bir ilgiyle okurken son 50 sayfalarında bu ilgim kayboldu aksine defalarca tamam şimdi kitabı bırakıyorum dedim. Kadınları tasvir ederken, özellikle de evli, çocuklu ve yazar olan kadınları tasvir ederken çok güzel bir anlatımı varken aynı konu içerisinde feminizm hakkında yazılanların cinsellikle bağdaşmaması gerekir. Kadın hakları, feminizm bir cinsellik özgürlüğünden çok daha fazlası iken Le Guin'in buna değinmesi ve balıkçının kızı ile hayalgücü arasındaki argosal bir iki konuşma beni hayal kırıklığına uğrattı. Kadınlar Rüyalar Ejderhalar 
Ursula K. Le Guin
