Huri Hüseyin’in önünden geçti gitti. Şu bekleyişten sevindi de… Arkadan Karabibik bir gülümseme göstermişti: “Ataş alaflanmış. Ha görem, ha!”
Göreceği-möreceği pek basit bir şeydi. Ertesi gün Huri, Hüseyin için istendi. Yosturoğlu ile Karabibik arasında her ne kadar bir soğukluk vardıysa da kızı da ihtiyarlamaktaydı. Hem Yosturoğlu zengindi, nasıl kıyıp atmalı?
İşte karar verildi. Hüseyin ile Huri nikâhlandılar. Bir salı gecesi Yosturoğlu’nun evi önünde birçok köylü delikanlılarıyla kadınları toplandı. Hüseyin bir hayvan üstünde davul zurnayla yakın köyleri akşama kadar dolaştı. Şerbetler içildi. Yemekler yenildi. Akşama gerdek yapıldı. Hüseyin ile Huri’nin birbirini sevme romanı böylece sona erdi.
Zaten köylülerin birbirlerini sevmeleri işte hep böyle biter.