Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.40
Karıncanın Su İçtiği Yorumları ve İncelemeleri
Karıncanın Su İçtiği yorumları ve incelemelerini, Karıncanın Su İçtiği kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Karıncanın Su İçtiği puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Karıncanın Su İçtiği
Karıncanın su içtiği sözü karadenizli balıkçıların deyimi imiş. Bu sözün dinginliği gerçekten kitabı okumaya başladığım andan beri ruhumu sardı. Gelelim kitaba . Kitaba başlamadan once kitabın arka sayfasında yazan umut kitabın baş kahramanıdır cümlesindeki umutu bir insan sandımOysa bu umut serinin dört kitabındaki umut etmeyi kast ediyormuş. Boyle yanlis anlamalar benim icin cok doğal.
Kitap ve muhtemelen serinin tamamı bir ütopya. Böyle bir ada ve Poyraz Musa gibi bir dost gerçek olması ne denli olası bilinmez. Bizim hayallerimiz ile dualarımız buluştuğu ölçüde bu adaya varabiliriz.
Üstad bu ütopyayı yazarken gerçek olgular ile inandırıcılığı kılmaya çalışmış. Fakiye Teyran ayrıntısı benim için bunlardan en güzeli idi. Fakiye Teyranin yolculuğu ve arayışına erip görevini bir elçiye teslim etmesi kitabın tüm güzelliği içinde ayrı bir inci değerinde bir hediye... Yüreğimizi umuda saran kitaplar var olsun
Deniz o kadar durgundu ki karıncalar su içerdi...
Yaşar kemalin bir ada hikayesi kitabının 2. Serisini bitirme şerefine eriştigim için ayrı bir mutluluk yaşıyorum.
1. Dünya savaşını ardında gelen lozan anlaşmasını onun ardından gelen nüfus mubadelesini hep tarih kitaplarında bir kaç cümle ile okuduk. Bir tarihci olarak bu konuyu derinlemesine incelemeyerek çok ayıpladım kendimi. Okurken üzüldüm, kızardım. Oysaki mübadelenin bu kadar acı verici olduğunu bilmek, insanların memleketim dediği vatanından ayrılmak, hayal kurduğu topraklarda ölmemek insanı en derinden yaralayan şeylermiş. Savaşlar iki devletler arasında oluyor. Filler her zaman kazanıyor ama olan çimenlere oluyor.
Yaşar kemal bu duyguları bana okadar güzel yansıttı ki, mübadele ile göç eden insanların acılarına ortak oldum. Yeni bir yurt bulma çabalarına hayran kaldım.
Serinin üçüncü kıtabina hız kesmeden devam etmek, bu duyguları unutmamak istiyorum...
Karıncanın Su İçtiği
Ilk kitapta Lozanda alınan mübadele kararı sonrası Karınca Adasının boşaltılması ile birlikte savaşlar, kıyımlar, katliamlar, sürgünler gibi bir dizi tarihi olaya değinilmişti.
.
Ikinci kitapta ise artık ada yavaş yavaş dolmaya başladı. Yüreğine umudunu koyup adaya gelen çeşitli dinlerden, dillerden, kültürlerden insanların acılarına, hasretliklerine, sevdalarına ortak oldum ben de.
Kitabı okuduğum bu 5 günlük zaman zarfında ben de Nişancı Veli ile balığa çıktım. Lena ana ve Melek Hatunla birlikte sevgiyle yemekler hazırladım. Vasili ve Poyraz Musa ile birlikte adaya gelenlerin yaralarını sarıp onlara yoldaş oldum. Karınca adasını karış karış gezdim. Közde balık yedim, dumanı üstünde naneli tarhana çorbası içtim, kabak çiçeği dolmasının tadına baktım. .
.
Bu 5 günde hiç tanımadığım ve gerçekte olmayan bu insanlar sıcak kalplerini açtılar bana. İnsanlığa, gelecek güzel günlere dair umudumu diri tuttular.
İyi ki geçtin bu dünyadan Yaşar Kemal. Iyi ki dokundun yüreklere. Iyi ki ... .
Her şeyi yok ettik. Çanakkale insanların insanlıklarını savunmaydı. Çanakkale, Conkbayırı, Anafartalar benliklerini, kişiliklerini anlatan savunmaydı. Rumların kıyı Türkmenlerinin, Yörüklerinin el ele vererek yaralılara can vermek için sıcaklıklarını, birleştikleri bir dostluk bir kardeşlik cennetiydi.
Yaşar Kemal sen ne güzel yazmışsın. İyi ki yazmışsın. Hayatımda okuduğum en güzel kitaplardan biri oldu. İyi ki senin gibi bir insan bu topraklardan geçmiş. İyi ki yazmışsın da bize okumak nasip olmuş. Seni nasıl anlatsam bilmiyorum. Su gibi akıyor roman. İnsan olmayı, iyi insan olmayı ben sizde gördüm. Kim bilir bu romanı nasıl yazmişsin? Nelere şahit olmuştur o gözler? Okuduğum en güzel seriydi. Tasvirler, karakterler her şey şahaneydi. Seni çok seviyorum Yaşar Kemal. Sizleri çok seviyorum Poyraz Musa, Musa Kazım Efendi, Melek Hatun, Lena Hanım, Vasili, Kadir, Dengbej Uso, Zehra, Doktor Salman Sami
Öyle güzel ve akıcı bir dille anlatmış ki yazar hikayeyi, sanki o adada yaşadım. Oradakilerle birlikte balık tuttum, kuru zeytin odununda ateş yakıp balıkları pişirdim, adadakilerle birlikte yedim. Hele hele adanın çiçeklerinin, boynu bükük mor menekşelerinin kokusunu hissetmek… Melek Hatun, Lena Ana, Poyraz Musa, Vasili ve Kadri Kaptan’ın adaya yeni gelenleri sevgiyle kucaklamasını, evlerini kurmaya yardımcı olmalarını keyifle izledim. Dil, din, ırk, mezhep ayrımı yapmadan Türk, Kürt, Çerkes, Rum vatandaşlarının hep birlikte yaşamasının güzelliğini okudukça günümüzde yaşananlar içimi acıttı.
Kitabın arka kapağında yazdığı gibi bu roman, savaşlardan, kırımlardan, sürgünlerden arta kalan insanların, Yunanistan'a gönderilen Rumların boşalttığı bir adada yeni bir yaşam kurma çabalarını konu alıyor. Umut dörtlemenin baş kahramanı. Karıncanın Su İçtiği, beklemenin ve sabrın romanı. Savaştan dönmeyen yakınlarını bekleyen kadınların, yurduna dönmeyi bekleyen sürgünlerin, denizi bekleyen balıkçıların, aşkı bekleyen yüreklerin sonsuz bir sabırla hayata duydukları inanç, adanın doğasına, insanlarına duyulan sevgiyle aydınlanıyor.
Eğer ki sevgiyi, dostluğu, kardeşliği, insanca yaşamanın nasıl olduğunu merak ediyorsanız, Yaşar Kemal’in bu serisini okumanızı tavsiye ediyorum.
Ada ve kader
Mübadelenin yaratmış olduğu fırtınadan savrulan insanların yeryüzü cenneti olan Karınca adasında kaderlerinin kesişmesiyle başlayan sessiz ve mutlu bir hayata başlangıç yapan insanların hikayesi
Her zaman olduğu gibi yalın ve akıcı dilini bu kitapta da sergileyen Yaşar Kemal bir kişi ile başladığı kitaba koca bir kent ile bitirmiş. Ada dörtlemesi muhteşem bir eser
--Kitabı okumayanlar için ufacık ufacık spoiler(lar) vermiş olabilirim.----
Bir Ada Hikayesi serisinin 2.kitabı Karıncanın Su İçtiği.. Mübadele sonucu yerlerinden yurtlarından olan Rumların, Türklerin yaşadıkları, siz deyin cennet ben diyeyim cennete çevirdikleri adanın bomboş kalması, insanın hayatında hiç görmediği yerin mi yoksa doğduğu büyüdüğü emek verdiği yerin mi vatanın olduğu duygusu. Uzun yollardan bin bir zorlukla ve perişan halde gelen Türklerin yaşadıkları. Yaşar Kemal anlattıkça ben de adada yaşadım. Poyraz Musayla birlikte yardıma muhtaçlara elimi uzattım, Nişancı Veliyle balık tuttum, Melek Hatunla kıyafeti olmayanlara kıyafetler diktim, Lenayla balık pişirdim. Fakiye Teyranla o güzel sesli kuşu aradım. Umutsuzluk, umut, savaş, ayrılık ve daha nicesini yaşadım. Ada dolmaya başladıkça gelen insanların hayatlarına ortak oldum. Van'a gittim orda yaşadım, Girit'e gittim, Kaz Dağına gittim. Bu cennet ada kültürel zenginliğimizle nasıl bir arada, kardeşçe, bölmeden, ayırmadan yaşayabilmeyi, yaşam kavgasında dayanışmanın önemini öyle güzel anlatıyor ki bize adeta bir ders veriyor Yaşar Kemal. Aynı zamanda savaş sonrası dönemde Türkiye'nin durumunu da gösteriyor. Bazı uzun cümleler ve betimlemeler beni biraz yorar ama Yaşar Kemal daha çok betimlese de daha çok okusam diyorum hep hiç yormuyor, betimlemeler akıyor gidiyor. Musa Kazım Ağaefendi'nin menekşenin kokusunu içine çekerken sanki benim burnuma da menekşe kokuları geliyor. Öyle güzel öyle beğendim. Birinci Kitap Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana'ya göre çok daha iyiydi. Üçüncü kitabı okumak için sabırsızlanıyorum. Çok tavsiye ederim, okuyunuz, okutturunuz.
Bir Ada Hikayesi Başrolde Umut
Bir Ada Hikayesi serisinin ikinci kitabı Karıncanın Su İçtiği yine Yaşar Kemal'in şiirsel ve zengin anlatımıyla keyifli bir okuma sunuyor. Neden bilmiyorum banada yorucu geldi.
Yaşar Kemal'in ne kadar derinlik ve zenginlik sahibi bir yazar olduğunu anlatmaya gerek yok.
Anadolu'nun masallarından tut türkülerine destanlarına en ince ayrıntısına kadar o kadar çok konuya hakim ki, bunuda güzel bir dille ara hikayeler şeklinde işlemiş Romana.
Bir Ada Hikayesi bunaldığımız şu günlerde harika bir savaş sonrası, savaş karşıtı bir ütopik roman serisidir.
Yine umudu ve sevgiyi yüceltiyor.
Keyifli okumalar herkese...
Deniz o kadar durgunduki karıncalar su içerdi
evet Yaşar Kemal'in bir ada hikayesi serisinin 2.kitabı karıncanın su içtiği bu kitapta ütopik bir ada ve orda yaşayan insanlarda bahsedelir. Türkiye'nin doğusunu, batısını kuzeyini, güneyini dağını, taşını, gölünü Farkli insanları farklı kültürleri, dengbejleri (destan anlatıcılar)asker kaçaklarını, at yetiştiricisini doktorları, balıkçıların, Rumların,baytarın hayat hikayeleri anlatılıyor.kendilerine yeni bir vatan bulmak hayata sarilmak için şehir şehir, köy köy, kasaba kasaba dolaşıp yaşama çalışıyorlar hepsinin son durağı bu ada oluyor.Ve umut burda başlar.