Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Karlar Ülkesi

Yasunari Kawabata

Karlar Ülkesi Gönderileri

Karlar Ülkesi kitaplarını, Karlar Ülkesi sözleri ve alıntılarını, Karlar Ülkesi yazarlarını, Karlar Ülkesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
128 syf.
·
Puan vermedi
Kitabı okurken ne yalan söyleyeyim Mehmet Rauf Eylül gibi bir hissiyat oluştu bende olaylar mekan ayrı ama sonları gidişat şekilleri benziyor gibi. Tokyo'dan trenle yola çıkan Şimamura, tatil için bir Japon kasabasında bulunan bir kaplıca otelini seçmiştir.Şimamura yolculuk boyunca yan koltukta oturan ve gözleri cama vuran, Yoko adlı kadının gözlerine sanki bir melekmişcesine, hayranlıkla bakmıştır. Yoko aslında kendi halinde, masum görünüşlü bir kadın ve kötürüm olmuş bir hastanın bakıcısıdır.Şimamura böyle güzel bir kadının neden böyle bir iş yaptığını anlayamamıştır. Tren kasabaya varınca, Şimamura istasyonda Yoko'yu tekrar ve bu sefer onu karşılayan bir geyşayla birlikte görür. Bu duru ve saf güzelliğin karşısında nefesi kesilir. Bu geyşaların hemen hepsi çok özel seçilerek bu ünvanı kazanmaktadır. Asil bir karakter, sanatçı ve kültürlüdürler . Şimamura otelde Komoko ile tanışınca aralarında garip bir ilişki başlar. İkisi de birbirlerine aşık fakat bu aşkı kendilerine yakıştıramadıkları için hiçbir zaman açıklayamazlar. Komoko kötü bir çocukluk geçirmiştir. Şimamura'ya açık olamadığından ve O'nun sözlerini bazen yanlış anladığından yakınır. Bazen yakınlaşsalar da, Şimamura sanki ailesinin etkisini üzerinde hissederek uzak durmayı seçer.
Karlar Ülkesi
Karlar ÜlkesiYasunari Kawabata · Doğan Kitap · 2006485 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
Tren yolculuğu ile başlayıp, katlar ülkesine giden bir trenle başlıyor her şey. Tavsiye üzerine alıp okuduğum ve Japon edebiyatına güzel bir kitapla girdiğimi, ilgi duymaya başladığımı düşündüğüm eşsiz bir kitap.Kitabın kapağını kapattıkça içimde tarif edemediğim çok güzel duygular vardı.Tavsiye ederim.On puan az gelir,puanlamaya.Keyifli okumalar.
Karlar Ülkesi
Karlar ÜlkesiYasunari Kawabata · Doğan Kitap · 2006485 okunma
Reklam
“Erkenden gölgelere boğulan vadinin üzerine akşam renkleri çökmüştü bile. Alaca karanlığın içinde, akşam güneşinin ışığını hâlâ yansıtan uzak dağlar iyice yakınlaşmış gibi görünüyordu. Zamanla uçurumlar, yakın ya da uzak, yüksek ya da alçak oluşlarına göre gölgelere bürünmeye başladı. Şimdi, ölgün bir ışık içinde yüzen karlı tepelerin ardında gökyüzü kıpkırmızıydı. Irmak kıyısında, kayak alanında, tapınak korusunda simsiyah sedirler seçiliyordu. Şimamura’nın içine çökmüş olan ıssız boşluğun üzerine Komako sıcacık bir ışık gibi serpildi.”
Benim eksikliğim nedir, ben neden böyle tüm varlığımla yaşayamıyorum
Kadının başka zaman biraz yalnız, biraz üzgünümsü duran o kemerli, ince burnu bugün, yanaklarındaki canlı rengin etkisiyle, “Ben de buradayım!” diye fısıldar gibiydi. Yumuşak dudaklar goncalaşarak büzüldükleri zaman bile, üzerlerinde oynak bir ışık geziniyordu. Bu dudakları şarkının bazı yerlerinde açılıp gerilseler de gene hemen büzülüp goncalaşıyorlardı. Kadının dudaklarındaki güzellik, vücudundaki güzelliğin eşiydi. Gözleri, ıslak ve parlak, onu yeni yetişen bir kıza benzetiyordu. Pudra sürmemişti. Varlığındaki geyşa cilasının üzerine bir kat dağ rengi geçmiş gibiydi. Yeni soyulmuş bir soğanın ya da açılmamış bir zambağın diriliğini andıran tenine, ta boynuna kadar, hafif bir pembelik yayılmıştı. Bu ten, her şeyden önce tertemizdi.
Reklam
İnsanlar her türlü sevgi titreşimine set vuran beton duvarlarla birbirinden ayrıldı. Gelişme uğruna tabiat fedâ ediliyor.
Melankolik bir edebiyat anlayışına sahip olan Kawabata, bu anlayışından ötürü Dostoyevski'ye bağlanmıştır. Buna karşılık Tolstoy'dan nefret etmektedir.
Onun tənhalığı qüssəni tapdalayıb,əzib iradəsini qeyri-adi dərəcədə möhkəmlətmişdi.
Nobel ödülünü aldıkdan 3 sene sonra intihar eden
Japon Romancı Yasunarey Kavabata "Karlar Ülkesi" romanında şöyle diyor: "İnsanlar birbirinden beton duvarlarla ayrılmış bulunuyor ve bu duvarlar herhangi bir sevgi akımına engel oluyor.Tabiat, kalkınma adına boğuluyor...." Peki bu ne biçim uygarlık? İnsanların değeri nedir? Namus, haysiyet, onur, saygı nerede kaldı?Kimlere güven duyulacak? Bunların hepsi artık geçerliliklerini yitirmiş kavramlar mı? Böyle bir toplum gerçekten hastadır. Ruhi bunalım sanayi toplumunu ve özellikle Batıyı öyle bir sarsmış ki insan ilişkileri dumura uğramışdır. Modern dünyada gerçekten İnsan ölüyor...
Reklam
İnsanlar birbirinden beton duvarlar ile ayrılmış bulunuyorlar ve bu duvarlar herhangi bir sevgi cereyanına mani oluyor. Tabiat boğuluyor, kalkınma adına...
Nobel ödülünü aldıkdan 3 sene sonra intihar eden Japon Y. Kavabata
"Karlar Ülkesi" romanında şöyle diyor: "İnsanlar birbirinden beton duvarlarla ayrılmış bulunuyor ve bu duvarlar herhangi bir sevgi akımına engel oluyor.Tabiat, kalkınma adına boğuluyor...." Peki bu ne biçim uygarlık? İnsanların değeri nedir? Namus, haysiyet, onur, saygı nerede kaldı?Kimlere güven duyulacak? Bunların hepsi artık geçerliliklerini yitirmiş kavramlar mı? Böyle bir toplum gerçekten hastadır. Ruhi bunalım sanayi toplumunu ve özellikle Batıyı öyle bir sarsmış ki insan ilişkileri dumura uğramışdır. Modern dünyada gerçekten İnsan ölüyor...
222 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.