Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kâtip Bartleby

Herman Melville

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Sefalet düşüncesinin ve görüntüsünün içimizde bir yere kadar şefkat uyandırdığını kim inkâr edebilir, hatta korkunç bir çaresizlik kaplar içimizi ama dediğim gibi sadece bir yere kadar.
:D. :D
"Demek sana da bulaştı?" dedim heyecanlanarak. "Affınıza sığınıyorum efendim, ne bulaştı?" diye sordu Hindi. Saygısını muhafaza ederek paravanın arkasındaki o küçücük boşluğa sığışmaya çalışınca Bartleby'nin üstüne doğru yaslanmak zorunda kaldım. "Ne bulaştı efendim?" Bartleby, mahremiyetinin ihlal edilmesinden gücenmişe benziyordu ve "Burada yalnız kalmayı tercih ederim," dedi. "İşte bu kelime bulaştı Hindi," dedim, “işte bu kelime!" "Ne, tercih mi? Evet, ilginç bir kelime. Şahsen ben kullanmam. Ama efendim, diyorum ki, şu dediğimi bir tercih etse..." "Hindi," diye sözünü kestim, "lütfen çıkar mısın artık?" "Ne, tabii efendim, madem çıkmamı tercih ediyorsunuz."...
Reklam
. . Vücudundaki yaralara merhem olabilirdim, ama ona çektiği acıları yaşatan vücudu değildi ki! Başına gelen her şeyin temelinde kederli ruhu vardı ve ben ne yazık ki ruhuna dokunamazdım. . .
SON...
İdamlığın çaresizlik içinde beklediği af; ölümü umutsuzca kabullenmişlere birkaç teselli cümlesi; çaresi bulunama- yan dertlerinin içinde kıvranarak ölenlere müjdeli haberler... Hayatın içindeki vazifelerini yerine getirsin diye dağıtıma çıkmış ama yalnızca ölüm tarafından teslim alınan mektuplar. Ah Bartleby! Ah insanlık!
Bu yaşıma geldim, ilk kez altında ezildiğim, canımı yakan bir kederle karşı karşıya kalmıştım. Şimdi daha iyi anlıyorum ki, önceleri can sıkıcı ufak tefek üzüntüler dışında pek bir şey hissetmemişim. Şimdiyse müşterek insaniyet bağı diyebileceğim bir şey tarafından karşı konulmaz bir biçimde kasvete sürükleniyordum. Herkesin payına eşitçe düşen keder! Nihayetinde ben de Bartleby de Adem'in oğulları değilmiydik?
"Yapmamayı tercih ederim," dedi yine. Bir anda gözüm seğirmeye başladı. Yüzündeki o boş sakinlik mavi gözlerinin donuk dinginliği içinde daha da çıldırtıcı bir hal almıştı. En ufak bir heyecan yoktu yüzünde. Tavrında ne bir rahatsızlık, ne öfke, ne sabırsızlık ne de en ufak bir kabalık vardı. Yüzünde insana özgü herhangi bir duygunun en küçük emaresi bile yoktu. Aksi olsaydı zaten hiç tereddüt etmeden onu derhal kovardım. Fakat ha alçıdan yapılmış cansız Cicero büstümü dışarı atmışım, ha Bartleby'yi, değişen bir şey olmazdı. Hayretimi muhafaza ederek bir süre öylece karşısında dikildim.
Reklam
. Ama öyle yalnız görünüyordu ki kâinatta onu tanıyan sanki kimse bulunmuyordu. Atlas Okyanusu'nun dibindeki bir enkazdan farksızdı. .
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.