"Bir yalnızlık köyündeyiz... Bir yalnızlar köyünde... Ve unutmuşuz gibi, kum kalabalığının ardındaki bir avuca sığmayan tenhalığı... Sıcaklaşmak nedir ki? Damarlarını sızlatan ayazda, bir anlık teması kuru dudaklarının... Öylece uyuşmuşuz öpüşmekten öte, öpüşmekten uzak, öpüşmekten derin... Yalnızlık nedir? Bir avuç dolusu kum tanesi mi? "
Sayfa 35