Bir ruh sağlığı çalışanı olarak bu tür kitapları okumayı seviyorum. Johan Hari Bey bir gazeteci. Ergenliğinden beri depresyonda. Ara ara tetiklenmekle birlikte ilaç tüketimi sürekli ve düzenli. Buna rağmen bir raddeye geliyor ki artık şunu farkediyor; ilaç şirketleri 20. yüzyıldan itibaren insanları vücutlarındaki herhangi bir problem sebebiyle bile ilaç içmeye alıştırarak kendine mecbur hale getirmiş durumda. Bu yüzyılda da bunu psikolojik rahatsızlıklar için yapıyor. Peki ya düzenli ve sürekli ilaç içilirse geçeceğini iddia ettikleri depresyon bir beyin arızası değilse? Ya tepkisel bir mesajsa? Ya bak senin yaşam düzenin, sosyal çevre ile iletişimin, değerlerin, yaşamla kurduğun bağın, doğa ile ilişkin, işyerinde tatmin, faydalı ve başarılı hissetme ihtimalin gittikçe zayıflıyor, bozuluyor. Yerini abur cubur değerler, zenginlik takıntısı, algındaki bozukluk, mutluluğu maddiyatta araman, şehrin keşmekeşinde düzensiz bir hayat sürüyor olman aldıysa ve depresyon sana ancak haberciyse? Şşşt sen kendine, yaşamına, gönlüne, zihnine neleri soktuğuna bir bak ve artık kendine çekidüzen ver demek istiyorsa depresyon? Bence okuyun Hari kalemiyle biraz lafı dolandıran bir yazar ama yazarlık yolunda hakikatle ilerliyor ve okunmayı hak ediyor.