Kaygı Kavramı
Soren KierkegaardKaygı Kavramı İletileri
Kaygı Kavramı iletilerini, Kaygı Kavramı okur görüşlerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.TÜM FİLOZFLAR VE ESERLERİ (KRONOLOJİK SIRALAMA)
taslak 008
Pre-Sokratik Döneme Ait Eserler
1-Thales (625-545 MÖ) 2- Anaksimandros ( 610-546 MÖ)
3-Anaksimenes
Fragmanlar
Dünya klasikleri listesi (İş bankası kültür yayınları)
1) Jane Austen - 
Gurur ve Önyargı
2) Novalis - 
Geceye Övgüler
3) Oscar Wilde - 
Mutlu Prens - Bütün Masallar, Bütün Öyküler
4) Hans Christian Andersen - 
Seçme Masallar
5) Anonim - 
Kerem ile Aslı
6) Henry James -
SØREN KIERKEGAARD OKUMA ETKİNLİĞİ (20 Eylül-11 Kasım)
"O bizi dünyanın kötü şekilde hayal kırıklığına uğrattığı, normalde bizi ayakta tutan duygularımızın yanılsamalarına yenilip içine düştüğümüz karanlıkları çok iyi anlayan bir arkadaşa ihtiyacımız olduğu zamanlarda yönelebileceğimiz, onları dağıtacak az sayıdaki filozoftan biridir." diyerek başlayalım.
Daha önce etkinlik
Hasan Ali Yücel klasikleri 443 kitap (SAYFA SIRASINA GÖRE)
Divan-ı Kebir 4952 sayfa oha
David Copperfield 
David Copperfield 1128 sayfa
Milletlerin Zenginliği 1120
Karamazov Kardeşler 1025
Moby Dick Ya Da Balina 888
Hasan Âli Yücel Klasikleri - Liste
1. Gurur ve Önyargı - 
Jane Austen ✔️
2. Geceye Övgüler - 
Novalis ✔️
3. Mutlu Prens - Bütün Masallar, Bütün Öyküler - 
Oscar Wilde ✔️
4. Seçme Masallar - Hans Christian Andersen
5.
Durman gereken yerleri bilmelisin...
Bugün bir iş arkadaşımla yemekte sohbet etmeye başladık. Son okuduğum kitapla ilgili 
Kaygı Kavramıogrendiklerimi anlatmaya çalıştım. Sağolunsun o da ilgi gösterdi. Sonra anlattıklarım bitince bende sustum...
Yola çıkmak kaygıyı çoğaltmaktır; yola çıkmamaksa kendini kaybetmektir.
Soren Kierkegaard
Kaygı Kavramı
Bakmak ve Görmek
"İnsan bakmasını bilirse, hayat yeterince zengindir. Görmekten aciz birinin Paris'e ya da Londra'ya gitmesi bir işe yaramayacaktır." (Sayfa 87)
Kaygı Kavramı Soren Kierkegaard
~KENDİMCE~
Bakmakla görmek arasında fark vardır. İkisi aynı şey değildir. Bakmak bir eylem, görmek ise algıyla ilgilidir. Görmek algılamaktır. Bir örnekle destekleyeyim: Yabani hayat belgeseli en çok sevilen programlardandır. Hiç olmazsa benim için. Bir ceylan otlarken onu takip eden aslan, kaplan ya da çita filme alınır. Ya da bir ırmak kenarında su içen bir zebranın tam önünde bir timsah olur. Ceylan ya da zebra avcının olduğu yere bakar ancak bir tehlike fark etmez, göremez. Sonra av olur.
Aynı durum mânâ çıkarma, anlama, nedeni görme, özü görme konularında da geçerlidir. Karşısına yaralı bir çocuk çıkan biri çocuğa bakar. Ancak vicdanı yozlaşmışsa, çocuğun acziyetini, çaresizliğini görmez, anlamaz, hissetmez.
Akletme, fikir üretme, fark etme konusunda da aynı şey geçerli. Karşısında yalan, düzenbazlık, samimiyetsizlik olan kişinin bakışları bunlarda olsa da aklı kıtsa, bunlara karşı umursamazsa görmez ya da görmezden gelir.
Dünyadaki ulvi, görkemli, muhteşem şeyler için bu durum daha çok görülür. İnsanın çevresi tamamen mucizeyle, muhteşemliklerle, güzelliklerle doludur. Bakış her zaman bunlardadır ancak muhteşemlikler görülmez. İşte bu bakmak ancak görememek, anlayamamak, fark edememek, akledememektir. Görmesini bilen, görmekten aciz olmayan biri aynada kendine baksa bile yeterlidir.
Gurur derin bir korkaklıktır .
Kaygı Kavramı Soren Kierkegaard
ANLAM VE CİDDİYET
"... içe dönme ebedi hayata akan çeşmedir, bu çeşmeden çıkan da ciddiyettir." (Sayfa 166)
Kaygı Kavramı Soren Kierkegaard
~KENDİMCE~
Dünya yaşamının meşgalesi bizi kendine bağlıyor. Dünya, bizi kendisine bağlıyor. Ancak fani olması aklımıza gelmiyor. Kendimizin farkına varmadan, içimize, özümüze odaklanmadan yaşamın büyüsüne, akışına kapılıyoruz. Bu durumun önüne geçip de zamanın böyle gitmesine engel olmazsak ömrümüzün nasıl geçtiğini düşünmüyoruz. Değersiz, anlamsız, öylesine bir hayat. Lay Lay Lom...
İnsanın, bu dünya etkisinin farkına varıp içine, özüne, kendine dönmesiyle fani hayatın elinden ebedi hayatın eline yönelmesi önemlidir, gereklidir. Ebedi hayat konusu inanca bağlıdır ancak kişinin özüne yönelmesi ne olursa olsun onu maddilikten kurtaracaktır. Ebedi yaşama inanmasa bile manevi özünü hissedecektir, kendini daha iyi tanıyacaktır. Bu da öncelikle empatinin geliştirilmesiyle, düşünmeyle, hissetmeyle, anlamaya çalışmayla olur. Kimisi anlamaya önce maddi dünyanın içindeki manevi olgulardan başlar; kimisi de önce kendi içinden, kendi özünden, kendinden başlar. Önce nereden başlanırsa başlansın bu ciddi bir meseledir. Ciddiyet gerektirir, ciddiyet verir. Çünkü önceden anlaşılmayan, farkında olunmayan şeyler anlaşılır, farkına varılır ve bu süreç akıllılaştırır, olgunlaştırır.
Ciddiyet, hayatın özünde bulunan en önemli, en gerekli parçalardandır. Anlam ciddi bir konudur, anlam ciddiyetle anlaşılır.
BİLGİMİZLE İNSANIZ
"Yaratılış anlatısı da masumiyetin doğru bir tanımını yapar. Masumiyet, cehalettir." (Sayfa 48)
Kaygı Kavramı Soren Kierkegaard
~KENDİMCE~
İlk 5 yaşına kadar bebeklere ve çocuklara "O daha melek." denir. Bunu söylemenin sebebi iyi ve kötüyü, doğru ve yanlışı ayırt edemediği, bilmediği içindir. Zihni gelişmemiş, kavramları öğrenmemiştir;